Paragrafta Düşünceyi Geliştirme Yolları Testi | Online Test Çöz

Mardin'de her sanat eseri hayranlık uyandırıcı­dır. Ustaların bir kilim veya dantel dokurcasına işledikleri kesme taşlar karşısında şaşar kalır­sınız. Eşsiz kesme taş işçiliğinin örneklerini gör­düğümüz yapılarıyla bütün kent merkezi SİT alanı ilan edilen dünyadaki ikinci şehirdir Mar­din. Burası adeta açık hava müzesi görünümün­dedir. Kapıların üzerindeki taşlara çizilmiş re­simler, kuş gagasını andıran kapı tokmakları, kemerli tüneller... Bütün bu güzellikleri anlamak için Mardin'e aylarınızı ayırmanız gerekir.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?

Trenimiz uçurumların eteğindeki sahil şeridin­den geçiyor. Bazen bu uçurumlar öylesine dik­leşiyor ki, penceremden baktığımda denizden başka bir şey göremiyorum. Deniz de yaklaşık 30 metre altımızda. Önümüzdeki yollar yılan gi­bi kıvrılıyor, tepeler doğuya doğru yükseliyor; sanki üstleri altın sarısı, kahverengi ve yeşil, yu­muşak bir kumaşla sarılmış. Okyanus masmavi, sonra yeşil oluyor ve sonra yeniden maviye dö­nüyor. Dalgalar, köpükler halinde sahile vuruyor ve güneş sahile vuran köpükleri parlatıyor. Dal­gaların kıvrımından sanki altın parçacıkları dü­şüveriyor.

Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıda­kilerden hangisi söylenemez?

Sol tarafımda bitişik iki bina... Birinin pencere ve kapıları sanki bir daha sonsuza kadar hiç açıl­mayacakmış gibi sıkı sıkıya kapalı. Diğerinin ilk katı beyaza boyanmış ve önünde birkaç tahta sandalye, iki masa... Sıcaktan bunalan bir sokak ... Sokağı, objektiflere gözükebilmek için birbirinin üzerine abanmış yaramaz çocuklar gibi duran kiremit çatılı üç ev kesiyor. İnsana "Ah keşke şunlardan birinde yaşasaydım." dedirte­cek kadar güzel üç ev...

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda­kilerden hangisi söylenemez?

I.Kendimi, adımlarını küt küt yere vuran asker­ler gibi hissettim; her şey değişiyor, fakat ben aynı yerdeyim.
II. Birisinin, okul yıllarının güzelliğinden söz et­mesi, beni çok derinden etkiler.
III. Zihnimde pek çok düşünce kaynaşıyor; dışarı çıkabilmek için, birbirini iten insanlar gibi.
IV. Yıllar geçtikçe anne ve babamın istedikleri gibi biri olabilmek için kendime ait her şeyi terk etmek zorunda kaldım.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangi ikisinde somutlamaya başvurulmuştur?

Deniz yakasının yolla· oluşturduğu sınırı, ergu­vanlar ve çamlar çizmiş. Geçit törenine çıkmış, barış askerlerini andırıyor her biri. Erguvanlar, iri iri çam ağaçlarının yanında dedesiyle gezmeye çıkmış torunlar gibi duruyor. Genzi yakan çam kokusuyla erguvan kokuları birbirine karışıyor burada. Biraz ilerledikçe beyaz çiçekli erikleri ve çoktan patlamış bademleri görüyoruz. Öğleye doğru güneş, kaldırımları yakarken erguvan ve çamların altı serin _bir gölgeliğe dönüşüyor.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

Bilim ve sanat apayrı kavramlardır. Bilimdeki yargılar nesnel, sanattakiler ise özneldir. Sanat dış dünyaya, doğaya sarkar. Onun biçimlerini motiflerini, olaylarını alır. Ancak bütün bu aldık­larını iç düzenine göre işler, yoğurur, bir düzene sokar. Doğayı yepyeni bir oluşuma götürür. Bunun için sanat eserinde hem dış dünya, hem de iç dünya vardır. Sanat eseri doğayla kay­naşan insandır. Böyle düşünürken Jean Marie Guyau'nun sanat anlayışını hatırlıyorum. Jean Marie: "Sanat insanın doğa içerisinde sürüp gitmesidir." der.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağı­dakilerden hangisi söylenemez?

Köprülü Kanyon, nisan sonlarında erguvan ağaçlarının pembe çiçekleriyle kaplanır. Gürül gürül akıp giden buz gibi sularından insanın et­kilenmemesi mümkün değildir. Çevredeki yük­sek dağların başı hala karla kaplı. Bin bir türlü çiçek ve baharın taze kokusu insanı kendinden geçirir. Burası doğal güzelliklerin yanı sıra pek çok tarihi güzelliği de içinde barındırır.

Bu parçada ayrıntıların anlatımında aşağıda­ki duyuların hangisinden yararlanılmamıstır?

Köprülü Kanyon, nisan sonlarında erguvan ağaçlarının pembe çiçekleriyle kaplanır. Gürül gürül akıp giden buz gibi sularından insanın et­kilenmemesi mümkün değildir. Çevredeki yük­sek dağların başı hala karla kaplı. Bin bir türlü çiçek ve baharın taze kokusu insanı kendinden geçirir. Burası doğal güzelliklerin yanı sıra pek çok tarihi güzelliği de içinde barındırır.

Bu parçada ayrıntıların anlatımında aşağıda­ki duyuların hangisinden yararlanılmamıstır?

Bozkırla kaplı bu yörede rüzgar serttir, güneş serttir, doğa sert bakar insana. Geniş düzlükle­rin sarısı da yeşili de büyük ve savaşçı uygarlık­ların köklerini taşır içlerinde. Türklerin, Çinlilerin, Acemlerin ve Rusların, atlarının ayaklarıyla eşti­ği bu topraklar binlerce yılın kutsal insanlık mira­sının vatanıdır. Ağaçsız, dolayısıyla da gölgesiz olan bu ören yerinde bulunan Hitit İmparatorlu­ğu dönemine ait Sfenksli Kapı, şehrin batısında­ki Poternli Kapı ile yerel müzesi, bölgeyi ziyaret edenlerin aynı gün içinde gezebilecekleri önem­li tarihi kalıntılardan bazılarıdır.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda­kilerden hangisi söylenemez?

Belgrad Ormanı, kışın yaprak döken çok sayıda ağaç ve bitkinin bulunduğu bir yerdir. Bu ağaç­lar arasında ilk sırayı meşeler alıyor. Meşelerden sonra en çok doğu kayını, gürgen ve Anadolu kestanesi bulunuyor. Avlanma yasağı sayesinde yaban hayatı da özelliğini yitirmemiş, zengin kalabilmiş. Ormana biraz kulak verirseniz çalı­ların içinde süzülürken kuru bir dala basarak kendini ele veren gelinciğin, tenhalarda dolaşan tilki ya da kurtların sesini duyabilirsiniz.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde verilenlerden yararlanılmıştır?