YKS 2024'e Evden Hazırlanın! 7/24 Online Eğitim

Hemen İncele
Türk Dili ve Edebiyatı

Varsağı Nedir? Varsağı Örnekleri ve Özellikleri

Varsağı Nedir?

Koşma nazım şeklinin özel bir ezgiyle söylenen haline varsağı denir. Bu şiir şekli Anadolu’nun güneyinde yaşayan Varsak Türkleri tarafından söylendiği için bu adla anılmaktadır.

Varsağı sözcüğü de “Varsaklara ait, Varsak tarzı” anlamlarına gelmektedir. Göçer hâlde yaşayan Varsakların yaşam tarzına da uygun bir şekilde bu türün ezgilerinde dirençli bir söyleyiş tarzı hâkimdir. Bu bakımdan bir şiirin varsağı olup olmadığına ancak ezgisinden hareketle karar verilebilir.
 

Varsağının Özellikleri

Varsağının özelliklerini maddeler halinde şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Varsağı, Güney Anadolu bölgesinde yaşayan Varsak Türklerinin özel bir ezgiyle söyledikleri türkülerden gelişmiş bir biçimdir.
  • Şekil bakımından semaiye benzer. Uyak düzeni semai ile aynıdır.
  • Dörtlük sayısı 3 ile 5 arasında değişir. Kimi zaman daha fazla da olabilir.
  • Hece ölçüsünün 8’li kalıbıyla yazılır.
  • Varsağılar yiğitçe, mertçe bir üslupla söylenir. Bu da varsağı içinde “behey, bre, hey, hey gidi” gibi ünlemlerle sağlanır.
  • Varsağılarda konu olarak çoğunlukla talihten ve hayattan şikayetler işlenir.
  • Kafiye şeması xaxa, bbba, ccca şeklindedir.
  • Kendine özgü bir ezgisi, bestesi vardır.
  • Şiirin son dörtlüğünde genellikle şair mahlasına yer verir.
  • En önemli temsilcileri Karacaoğlan ve Dadaloğlu’dur.

 

Varsağının Örnekleri

Be Çağlayıp Akan Irmak - Karacaoğlan
Be çağlayıp akan ırmak,
Vaktlı vaktsız akmak olmaz.
Lekeliktir be gaziler,
İl üstüne düşmek olmaz.

Binelim Arab atlara,
Yaraşır koç yiğitlere.
Ağzı açık nâmerdlere
Yiğit sırrın açmak olmaz.

Arab at da Burak olur,
Koç yiğitte yürek olur,
Bun deminde gerek olur,
Yiğide hor bakmak olmaz.

Ararsan var kalpın ara,
İller sana ne der göre.
Tuz, ekmek yediğin yere
Hiyanetlik etmek olmaz.

Karac’Oğlan’ın dediği,
Nâmerde boyun eğdiği,
Koç yiğidin sevdiği
Gelirse de koçmak olmaz.

Bre Ağalar - Karacaoğlan
Bre ağalar bre beyler
Ölmeden bir dem sürelim
Gözümüze kara toprak
Girmeden bir dem sürelim

Aman ey Allahım aman
Ne aman bilir ne zaman
Üstümüze çayır çimen
Bitmeden bir dem sürelim

Buna felek derler felek
Ne aman bilir ne dilek
Ahır ömrümüzü helak
Etmeden bir dem sürelim

Karacaoğlan der ki canan
Güzelim sözüme inan
Bu ayrılık bize hemen
Ermeden bir dem sürelim

Evvel Allah - Karacaoğlan
Evvel Allah âhır Allah
Andan ulu gelmemişdür
Hak Muhammed’den sevgülü
Hakk’ın kulı gelmemişdür

Şah-ı Merdan idi adı
Cömerd sofrasın kim kodı
Ali’ye arslanum didi
Ayruk Ali gelmemişdür

Pir olmayan aşka gelmez
Koç olmayan kurban olmaz
Ecel gelse derman olmaz
Hak’ dan rıza gelmemişdür

Od düşdügl yire yakar
Degme dalda gül mi biter
Kudret dilin çok kuş öter
Bülbül üngi gelmemişdür

Karacaoğlan Hakk’a yalvar
Virdügine kanalı ol var
Şol alemde eksiksüz yâr
Kimse bulup gelmemişdür.

Bulgar Dağı - Karacaoğlan
Yörü, bre Bulgar Dağı,
Hemen dağlar sende m’olur?
Yaylalı, sünbüllü yurdlar,
Büyük evler sende m’olur?

Eteğinde kervan ifller,
Yükseğinde döner kuşlar.
Kürk geydirir, at bağışlar
Hemen beğler sende m’olur?

Yaylası ufak tepeler!
Yağar yağmur, kar sepeler.
Kulakta altun küpeler,
Hemen güzel sende m’olur?

Karac’Oğlan, düz ovalar.
Şahanın keklik kovalar.
İnil inil taş yuvarlar,
Koca seller sende m’olur?

Varsağı - Kerem Dede
Şol alemde seyyah olup gezerem
Şaz oluban girdügüm yola ne dersin
Üstinin esresin kor kalem ile
Ya şunı yazan ele ne dersin

Mü’minler içer cennetde şarabı
Allah’um sun’etdi virdi türabı
Kimi Farsi söyler kimi Arabi
Yetmiş iki dürlü dile ne dersin

Lam-elif oluban belüm bükilür
Hasım kavına dosta dolu çekilür
Bir çeşmedür taşdugünce dökilür
Akmaz iken akan göle ne dersin

Erenler kisbetin geydüm serilme
Hizmet idüp yüz sürüyem pirüme
Yemen’den bezirgan geldi şaruma
Gevheri dükenmez göle ne dersin

Yandun şol güzelin canı elinden
Bülbül olan dönmez bakça gülünden
Bir sümük idüm endüm ata belünden
Ananın rahmına göre ne dersin

Kerem Dede Kerem Dede’nin kulı
Ağu oldı bana bu dünya balı
Bin bir yaprağı var on iki dalı
Bir dalda biten güle ya ne dersin

Ulu Ulu Kervan Geçmiş - Aşık
Ulu ulu kervan geçmiş
Yollar gibi inilerim
Karlı karlı dağlar aşan
Seller gibi inilerim

Yucasından er haykırmaz
Sığın geyiği böğürmez
Kuş uçmaz kulun yürümez
Dağlar gibi inilerim

Canım karılığa düşmüş
Kaynadı ciğerim taşmış
Hocasından ayrı düşmüş
Kullar gibi inilerim

Hayalin benden dolundu
Ah ile bağrım delindi
İçinden beyi alındı
İller gibi inilerim

Yapıdan düşmüş bozulmuş
Top tüfek vurmuş ezilmiş
Kilse’lerde haç yazılmış
Taşlar gibi inilerim

Miskin Aşık bilmez nider
Evliya gayretin güder
Subha değin tesbih eder
Diller gibi inilerim

Yemen Elleri - Pir Sultan Abdal
Yemen ellerinden beri gelirken
Turnalar Ali’mi görmediniz mi
Hava üzerinde sema’ iderken
Turnalar Ali’mi görmediniz mi

Şah’ım Hayber kalasını yıkarken
Nice Yezid halka olup bakarken
Muhammed Mustafa Mi’rac’a çıkarken
Turnalar Ali’mi görmediniz mi

Kim gördi deryada balık izini
Eğildi öpdi Kanber’in gözüni
Nerde dinler Ali’m hub âvâzını
Turnalar Ali’mi görmediniz mi

Havanın yüzünde sema’ tutarken
Ab-ı Kevser şarabından içerken
Muhammed gül-ü reyhanın seçerken
Turnalar Ali’mi görmediniz mi

Şeriat yolunu Muhammed açtı
Tarikat menzilini Ali seçti
Bu meydandan nice erenler geçti
Turnalar Ali’mi görmediniz mi

PiR SULTAN’ım eydür vur gidiyi
Dilim zikr-ider daima Hüda’yı
On iki İmamın nesli sultanı
Turnalar Ali’mi görmediniz mi

 
» Aşık Edebiyatı
» Halk Edebiyatı

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir