Seyrani Kimdir? Edebi Kişiliği ve Şiir Örnekleri
Seyrani Kimdir?
Asıl adı Mehmet‘tir. Kayseri’nin Develi ilçesi, Everek Köyü’nde 1800’de doğmuştur. İstanbul’a gelmiş ancak devrin büyüklerini hicvettiği için, memleketine dönmek zorunda kalmıştır. Orada yoksulluk içinde ölmüştür. Dönemindeki aksaklıkları ele almış, değersiz yöneticileri ve ham sofuları yerden yere vurduğu taşlamalarıyla tanınmıştır. Aruzla da yazmakla beraber, gerçek kişiliği hece ile yazdığı koşma, nefes, destan, semai, devriye tarzındaki şiirlerinde görülür. Halk şiirimize, hicivle mizah karışımı değerli örnekler kazandırmıştır.
Fuzuli, Yunus Emre, Karacaoğlan, Aşık Ömer ve Gevheri gibi şairlerden etkilenmiştir. 1866’da öldüğü kabul edilen, Seyrani’nin şiirleri, kendisinden daha az ünlü olan çağdaşı Ispartalı Seyrani’nin şiirleriyle karışmıştır.
Seyrani’nin Edebi Kişiliği
- Taşlamalarıyla tanınmıştır.
- Yergi ve gülmece şiirleri, halk edebiyatımızda bu türün en başarılı örnekleri sayılır.
- Hem hece ölçüsü hem aruz ölçüsü kullanılmıştır.
- Aşık ve divan edebiyatıyla ilgili eserler vermiştir.
- Sade, açık, anlaşılır bir dil kullanmıştır.
- Divan şiirinin etkisiyle ölüm, öteki dünya, ruh gibi metafizik konularda da şiirleri vardır.
- Halk şiirimize, hicivle mizah karışımı değerli örnekler kazandırmış bir şairimizdir.
Seyrani Şiir Örnekleri
Muhabbet Yelleri
Hak yoluna gidenlerinAsa olsam ellerine
Er, pîr vasfın erenlerin
Kurban olsam dillerine
Torunuyuz bir dedenin
Tohumuyuz bir bedenin
Mûnkir ile cenk edenin
Silah olsam ellerine
Bir üstada olsam çırak
Bir olurdu yakın ırak
Kemiğimi yapsam tarak
Yar saçının tellerine
Vücudumu kavursalar
Yönüm yare çevirseler
Harman edip savursalar
Muhabbetin yellerine
Vakit kalmadı dermağın
Kaldır Seyrani parmağın
Deryaya akan ırmağın
Katre olsam sellerine
İdris Terziliği İcat Etmeden
İdris terziliği icat etmedenEndazeden geçti boynumuz bizim
Anka yaratılıp Kaaf’a gitmeden
Bin Kaaf’ı beklerdi toyumuz bizim
Kalıbını değiştirse birimiz
Zâhit bin yıl yusa çıkmaz kirimiz
Hayatta pâk eder bizi pîrimiz
Murdar ölmek değil bizim huyumuz
Bir Seyranî vardır başı feslimiz
Cümlemiz çarıklı, yoktur meslimiz
Münkire karışmaz bizim neslimiz
Mehdi’den ayrılmaz soyumuz bizim
Bülbüle Gül Yarar, Deveye Diken
Bülbüle gül yarar, deveye dikenÇiledir aşıkın boynunu büken
Tarlasına haram tohumu eken
Helal mahsulunu biçer mi bilmem.
Kimi mevtasına kefen biçmiyor
Kimi helal rızık yiyip içmiyor
Yavrusundan köpek bile geçmiyor
Halk Seyrani senden geçer mi bilmem
son satır tamamen yanlış yazılmış. doğrusu: Hak Seyranisinden geçer mi bilmem”
Hak seyraniden geçer mi bilmem olacak