Paragrafta Konu ve Ana Düşünce Konu Anlatımı

Ana Başlıklar;
Paragrafta Konu
Konu, paragrafta üzerinde durulan kavram, varlık, olay, durum, duygu veya düşüncedir. Her şey paragrafın konusu olabilir. Paragrafa sorulan “Ne anlatılıyor?” sorusunun cevabıdır. Bir paragrafta en Çok neden söz ediliyorsa, paragrafın konusu da odu;.
Örnek
Yine sonbahar geldi çattı. Ağaçlar yapraklarını dökmeye, kuşlar da göç etmeye başladı. Sahiller de boşaldı yavaş yavaş. Ardından yazlıklar eylül sessizliğine büründüler birer birer. Güneş artık temmuzdaki gibi yakmıyor. Havalar da hafiften soğumaya… Kısacası sonbahar doğayı gittikçe değiştiriyor biz istemesek de.Yukarıdaki paragrafta sonbaharın doğada meydana getirdiği değişikliklerden söz edildiği görülmektedir. Dolayısıyla paragrafın konusu “Sonbaharın doğada meydana getirdiği değişiklikler”dir, diyebiliriz.
Başlık
Paragrafın konusunun bir, iki ya da üç sözcükle ifade edilmesidir. Dolayısıyla bir paragrafın başlığının bulunabilmesi için öncelikle konusunun belirlenmesi gerekmektedir. Yukarıdaki örnek olarak verdiğimiz paragrafın başlığını “Sonbaharda Doğadaki Değişim” olarak belirtebiliriz.
Başlığı okuyan yazı hakkında genel bir fikir sahibi olabilmelidir. Başlık kısadır, birkaç kelimeyi genellikle geçmez. Parçanın konusunu ifade eden söz, pekala parçanın başlığı olabilir. Yani konu ve başlık birbirine çok yakın ifadelerdir.
Çoğu zaman başlık konudan biraz daha genel anlamlıdır yani konu paragrafta anlatılanları tümüyle gösterirken başlık biraz daha genel bir ifade olabilir.
Ana Düşünce
Paragrafta asıl anlatılmak istenen düşüncedir. Bir başka deyişle, paragrafın yazarının okura iletmek istediği mesajdır. Paragrafa sorulan “Niçin Yazıldı?” sorusunun cevabıdır. Bir paragrafın ana düşüncesi o paragrafın yazılış amacını bildirir. Ana düşünce paragrafta anlatılanların tamamını kapsayan bir nitelik gösterir. Kesinlik ve yargı bildirir. Paragrafta geçen “böylece, o halde, bana göre, kanımca, ama, fakat, oysa, önemli olan … ” gibi ifadeler okuru, ana düşünceye götürür. Ana düşünce paragrafta bir cümle halinde bulunabileceği gibi, paragrafın genelinden de çıkarılabilir.
Ben, herkesin alışkın olmadığı, farklı bir evde büyüdüm. Babam ve ağabeyim profesyonelce olmasa da resimle ilgileniyorlardı. Dayım da odasında sürekli bir şeyler yazardı. Yani evin içinde resim, kitap, dergi hep vardı. Böyle bir havayı soluyunca insan kendiliğinden sanata ilgi duyuyor. Dolayısıyla birçok sanat dalına olan ilgim eğitimimin evde başlamış olmasından kaynaklanıyor. Çünkü insan, evinde ne görüyorsa onu yapıyor. Ben de yaşama, yıllardır bir ressamın yazarın gözüyle bakıyorum.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sanatta başkaları örneksenerek başarılı olunabilir.
B) Resim, küçük yaşta başlanıldığında başarı kazanılabilecek bir sanat dalıdır.
C) İnsanın yetişmesinde, yakın çevre önemli bir etkendir.
D) Çocukların sanata yönlendirilmesinde ailenin yol göstermesi gerekir.
E) Çocuklar, yeteneklerini geliştirmeleri için yüreklendirilmelidir.
Çözüm: Parçada, yazar, çevresinin etkisiyle sanata ilgı duyduğunu ve iyi yetiştiğini anlatmaktadır. Dolayısıyla parçada asıl anlatılmak istenenin, “insanın yetişmesinde, yakın çevrenin önemli bir etken” olduğu söylenebilir. Cevap C seçeneğidir.
Don Kişot ve Don Kişotluk üstüne şimdiye değin ciltler dolusu yazı yazıldı ve hala yazılıyor. Ünlü bir filozof, “insan bu yapıtı hayatında üç kez okumalıdır: Duyguların hemen kolaylıkla harekete geçtiği gençlikte, mantığın egemen olmaya başladığı orta yaşta, her şeye felsefe açısından bakıldığı yaşlılıkta.” diyor. Bu sözleriyle yapıtın klasik bir yapısının olduğunu belirtiyor.
Bu parçada sözü edilen yapıtla ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Roman türünün ilk ve temel örneği olduğu
B) Tadına, eleştirel bir okumayla varılabileceği
C) İnsanoğlunun değişik hallerini yansıttığı
D) Düş dünyası geniş okurlara seslendiği
E) Yaşamın farklı dönemlerine özgü bakış açılarıyla okunmasının gerekliliği
Çözüm: Parçada bir filozoftan alıntılanan sözle, sözü edilen yapıtla ilgili olarak “yaşamın farklı dönemlerine (gençlikte, orta yaşta, yaşlılıkta) özgü bakış açılarıyla okunmasının gerekliliği” anlatılmak istenmiştir. Cevap E seçeneğidir.
Sanatçı, yaşama ilişkin bilgi edinme yükümlülüğü altındadır. Bu demektir ki yaşadığı zaman diliminde olup bitenlere kaç numaralı camlar gerekiyorsa o camların takılı olduğu gözlüklerle bakmalıdır. Bu zorunluluğun bilincine varamayan bir sanatçı, gerçek dünyayı ya bulanık görecek ya da hiç göremeyecektir.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada belirtilenleri destekler niteliktedir?
A) Avrupa tiyatrosunda natüralizm öncesi dönemde, yeni biçim ve üslupların denenmesine karşın artık çok değişen dünya, eski ölçütlere göre algılandığı için bir büyük bunalımın içine düşülmüştü.
B) James Joyce’un Ulysses örneğinde olduğu gibi pek çok yazar okunmak için değil, ünlü olmak ve incelenmek için yazıyor.
C) Sanatın tarihi, geleneksel biçimlere ve üsluplara neredeyse bütünüyle bağlı kalarak yeni olabilmiş sanatçıların öyküleriyle doludur.
D) Franz Kafka’nın yüz yıl sonra da ününü koruyup geleceğe kalacağını öngörmek için onun yaşadığı zamanın şartlarını göz önünde bulundurmaya gerek yoktur.
E) Bir yazar, anlatacaklarını değiştirmeden olduğu gibi dile getirirse yazar değil, gazeteci ya da politikacı olur.
Çözüm: Parçada, yaşadığı zamanı algılayamayan sanatçının gerçek dünyayı görmesi gerektiği ölçüde göremeyeceği bunun sıkıntılara yol açacağı belirtilmiştir. “Sanatçıların değişen dünyaya ayak uyduramamasından kaynaklanan bunalım” bu düşünceyi desteklemektedir. Cevap A seçeneğidir.