Edatlar (İlgeçler) Konu Anlatımı | Edat Nedir, İlgeç Nedir | Edat Örnekleri

Edat Nedir?
Tek başına bir anlamı olmayan, cümle içinde sözcükler veya söz öbekleri arasında çeşitli anlam ilgisi kuran ve cümleye değişik anlamlar katan sözcüklerdir. Başlıca edatlar şunlardır:
gibi, sanki, göre, kadar, için, ile, yalnız, ancak, sade, sadece, tek, bir, üzere, denli, değil, -e doğ
ru, -e karşı, -e karşın, -e rağmen, -e değin, -e dek, -den dolayı, -den başka …
Şimdi bu edatları örnekleriyle beraber inceleyelim.
Edat Konu Anlatımı ve Edat Örnekleri
Gibi
- Dev bir testere gibi sıradağlar. (benzerlik)
- Arabadan indiği gibi koştu. (tezlik)
- Sami’yle yedi gibi buluşacaktık. (civarında)
- Herkesin anlayabileceği gibi anlat. (biçimde)
- Akşam yağmur yağacak gibi. (tahmin, olasılık)
Sanki
- Sanki bir hayaletti bulutlar. (benzerlik)
- Sanki bizimle gelecek de! (inanmama)
- Hava açacak sanki. (tahmin, olasılık)
Göre
- Bana göre sen haksızsın. (görecelik)
- Burası İzmir’e göre daha güzel. (karşılaştırma)
- Ayağını yorganına göre uzat. (uygunluk)
Kadar
- Yarına kadar ödevimi bitirmeliyim. (zaman, süre)
- Parmak kadar çocuktun sen. (benzerlik)
- Dün yüz kadar soru çözdüm. (yaklaşık)
- Roman, şiir kadar tat vermez bana. (karşılaştırma)
- Oraları görmüş kadar oldum. (yaklaşma)
- Aslan kadar kuvvetli bir çocuk. (derece, ölçü)
İçin
- Biraz dinlenmek için eve gitti. (amaç)
- Onun için çok çalışkan diyorlar. (hakkında)
- Eylül onun için hüzün demekti. (görecelik)
- Hastalandığım için dün gelemedim. (neden-sonuç)
- Hediyeyi annem için aldım. (aitlik)
- Bu eşyalar için kaç para verdin? (karşılığında)
- Vatan için canımız feda olsun. (uğruna, yoluna)
- Birkaç gün için Bursa’ya gitmiş. (süreyle, zaman)
Üzere
- Akşama gelmek üzere gidebilirsin. (şartıyla)
- Ders çalışmak üzere yurda gitmiş. (amacıyla)
- Kararlaştırdığımız üzere çalışırız. (şekilde, tarzda)
- Güneş batmak üzere. (zaman, yakın)
Doğru
- İhtiyar, şu tarafa doğru gitti. (yön)
- Sabaha doğru yağmur başladı. (zaman)
Karşı
- Rüzgara karşı yürüyorduk. (yön)
- Babam sabaha karşı gelecek. (zaman)
-den başka
- Senden başka herkes pikniğe geldi. (dışında)
İle (-le, -la)
Yerine “ve” getirilemiyorsa ilgeç, getirilebiliyorsa bağlaç olur.
- Yarın gemiyle gidecekler. (araç)
- Tavanı fırçayla boyadı. (gereç)
- Körle yatan şaşı kalkar. (birliktelik)
- Araba hızla uzaklaştı. (durum)
- Köprü şiddetli yağmurla yıkıldı. (etkisiyle)
- Evlerin yıkılmasıyla yollar kapandı. (neden-sonuç)
Yalnız
Yerine, “sade, sadece, tek, bir” sözcükleri getirilebiliyorsa edat olur. Bunun yanında “sade, sadece, tek, bir” sözcükleri “yalnız” anlamında kullanıldığında da edat olur.
- Ben bu dünyada yalnız seni sevdim. (sadece)
- Yalnız benim için bak yeşil yeşil. (sadece)
- Sen sade beni dinle. (yalnız)
- Ben sadece konuşmak istemiştim. (yalnız)
- Doğum günüme bir sen gelmemiştin. (yalnız)
- Tek sen misin ayrılan? (yalnız)
- Eğer “yalnız” sözcüğü yerine “ama” getirilebiliyorsa bağlaç olur. Örneğin: Seni dün çok aradım; yalnız sana ulaşamadım. (yalnız = ama) (bağlaç)
Ancak
“Sadece, olsa olsa, en çok” anlamlarında kullanıldığında edat olur. Yerine “fakat” getirilebiliyorsa bağlaç olur.
- Bu soruyu ancak öğretmen çözebilir. (sadece)
- Bu eski ev ancak on beş milyar eder. (en çok)
- Çok çalışmıştı; ancak kazanamadı. (ancak = fakat) (bağlaç)
Rağmen, Karşın, Denli, Değil, Dolayı
- Uyarmama rağmen yavaşlamadı. (tersine olarak)
- Servetine karşın mütevazı yaşardı. (tersine olarak)
- Dönünceye değin buradan ayrılma. (zaman)
- Tatilde, sabahlara dek uyumadık. (zaman)
- Bu denli üzüleceğini bilmiyordum. (derece)
- Hava çok soğuk değil. (olumsuzluk)
- Kardan dolayı okullar tatil edildi. (neden-sonuç)