YKS 2024'e Evden Hazırlanın! 7/24 Online Eğitim

Hemen İncele
Türk Dili ve Edebiyatı

Biyografi Nedir | Biyografinin Özellikleri ve Örnekleri

Biyografi Nedir?

Edebiyat, kültür, sanat, siyaset, bilim, iş dünyası ve spor alanlarında eser ve çalışmalarıyla ün yapmış kişilerin yaşam öyküsünü anlatan yazı türüne biyografi denir.

Biyografi sözcüğü Fransızca kökenli olup “bio” (yaşam) ve “graphie” (yazı, çizgi) sözcüklerinin birleşmesinden oluşmuştur. Bu sözcüğün Türk edebiyatındaki ilk karşılığı Tanzimat Dönemi’nde kullanılan “tercüme-i hâl” (öz geçmiş) sözcüğüdür. Bu türün divan edebiyatındaki karşılığı “tezkire”dir. Şairlerin ha­yatlarını anlatmak için hazırlanan ve “tezkire-i şuara” (şairler tezkiresi) diye anılan yapıtlar da bu türün bir örneğidir

Biyografilerin yazılmasındaki amaç; tanınmış, belli bir alanda yararlı olmuş kişilerin çektikleri sıkıntıları, karşılaştıkları engelleri, başarıya nasıl ulaştıklarını anlatmaktır. Okuyucu, topluma örnek olan bu kişileri yakından tanıma imkânına kavuşur ve bu insanların başarı öykülerinden etkilenerek kendi koşullarını en iyi biçimde değerlendirme yolunu seçer.

Biyografiler de anı ve günlükler gibi sanata, edebiyata, tarihe ışık tutar. Anma ve kutlama günlerinde, sanat gecelerinde bu tür yazılardan yararlanılır. Ayrıca, biyografiler; belli bir dönemin olaylarını, toplumun yapısını ve sanatını da belgeler niteliktedir.

Biyografi de kişi hakkındaki bilgi ve veriler belli bir sıra takip edilerek anlatılır. Bu sırayı şöyle oluşturabiliriz:

  • Kişinin mensup olduğu ailesi ve çevresi
  • Doğum yeri ve yılı
  • Doğum tarihine denk gelen önemli toplumsal olaylar
  • Çocukluk, gençlik yılları
  • Aşamalı olarak öğrenim yılları, okuduğu okullar
  • Yaşadığı, tanık olduğu olaylar; gördüğü ve etkilendiği kişiler
  • Kişilik özelliği, hoşlandığı şeyler ve meşguliyeti
  • Eserleri, çalışmaları, görüş ve düşünceleri, bunlardaki değişme ve gelişmeler
  • Yaşıyorsa son durumu ve meşguliyeti; ölmüşse ölüm nedeni, ölüm tarihi ve yeri

Biyografinin Özellikleri

  • Yaşam hikâyesi anlatılacak olan kişi sıradan biri değil, topluma faydalı olmuş, toplum tarafından tanınmış biri olmalıdır.
  • Biyografisi yazılacak kişinin topluma örnek olacak özelliklerine ve çalışmalarına ağırlık verilmelidir.
  • Yaşam öyküsü yazılacak kişi hakkında iyi bir araştırma yapılmalı, kişiyle ilgili, yakın çevresinden, yazılı kaynaklardan veya eğer yaşıyorsa doğrudan kendisinden bilgiler derlenmelidir.
  • Anlatılacak kişi hakkında başkalarının yazmış olduğu yazılar ve biyografiler varsa bunlar bulunup okunmalıdır.
  • Nesnel bir yaklaşımla biyografi yazılmalıdır. Çünkü biyografiler belge niteliği taşır ve bu eserlerde öznelliğe yer verilmez.
  • Biyografilerde gereksiz ayrıntılara girilmez. Kişinin özel hayatıyla ilgili fazla ayrıntıya girmek, onun asıl özelliklerini ikinci planda bırakabilir, böylece biyografinin öğretici bir yanı kalmaz.
  • Biyografide kişinin iç dünyasından ziyade dış dünyası anlatılır.
  • Biyografi kesinlikle kronolojik sıraya göre yazılır. Kişinin doğumundan o anki durumuna, eğer ölmüşse ölümüne kadarki süreç ele alınır.
  • Biyografiler açık, yalın ve duru dille yazılır.
  • Üçüncü kişil ağzıyla anlatılır.
  • Anlatımda akıcılık ve heyecan yoktur; daha çok öğreticilik amaçlandığı için ciddi bir üslup vardır.
  • Biyografilerde en çok açıklayıcı anlatıma başvurulur. Konuya göre öyküleyici ve betimleyici anlatımlara da yer verilebilir.
  • Dil, göndergesel işlevde kullanılır.
  • “Plutarkhors” bu türün ilk yazarı olarak bilinir.
  • Biyografinin Divan edebiyatında karşılığı “tezkire” olarak bilinir.
  • Ali Şir Nevai’nin “Mecalisü’n-Nefais” adlı eseri ilk şairler tezkiresi olarak bilinir.

Biyografi Türünün Önemli Eserleri

  • Recaizade Mahmut Ekrem – Kudemadan Birkaç Şair
  • Muallim Naci – Osmanlı Şairleri
  • Beşir Fuad – Viktor Hugo
  • Süleyman Nazif – Mehmet Akif
  • Kenan Akyüz – Tevfik Fikret
  • Mehmet Kaplan – Namık Kemal Hayatı ve Eserleri
  • Olcay Önertoy – Halit Ziya Uşaklıgil, Romancılığı ve Romanımızdaki Yeri
  • Birol Emil – Mizancı Murad Bey, Hayatı ve Eserleri
  • Nurullah Çetin – Behçet Necatigil, Hayatı, Sanatı ve Eserleri

» Biyografi türünün tarihi hakkında bilgi için Biyografinin Tarihsel Gelişimi adlı yazımızı inceleyebilirsiniz.

Biyografi Örnekleri

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 27 Mart 1889’da Kahire’de doğdu. İlköğrenimine 6 yaşındayken Manisa’da başladı. 1903’te İzmir İdadisi’ne girdi. Burada Ömer Seyfettin, Şehabettin Süleyman ile tanıştı. 1905’te annesiyle birlikte Mısır’a gitti. Öğrenimini İskenderiye’deki bir Fransız okulunda tamamladı. II. Meşrutiyet’in ilanından kısa bir süre önce İstanbul’a geldi. 1908’de başladığı İstanbul Hukuk Mektebini bitirmedi. 1909’da Şehabettin Süleyman aracılığıyla Fer-i Ati topluluğuna katıldı. 1916’da tedavi olmak için gittiği İsviçre’de üç yıl kaldı.

Cumhuriyet’in ilanından sonra 1923’te Mardin, 1931’de Manisa milletvekili oldu. Tiran elçiliğine atandı. 1935’te Prag, 1939’da La Hay, 1942’de Bern, 1949’da Tahran, ve 1951’de yine Bern elçiliklerine getirildi. 27 Mayıs 1960’tan sonra Kurucu Meclis üyeliğine seçildi. Siyasal hayatının son görevi 1961-1965 arasındaki Manisa milletvekilliği oldu.

Yazar, diplomat, politikacı olarak ün kazanan Yakup Kadri roman, öykü, anı, mensur şiir, oyun, makale türlerinde eserler verdi. Batı edebiyatı özelliklerine de sıkı sıkıya bağlı kaldı. Balzac, Flaubert ve Zola’dan etkilendi. Eserlerinde belli tarihsel dönemleri ele aldı. Kiralık Konak I. Dünya savaşı öncesinin, Hüküm Gecesi II. Meşrutiyet’in, Sodom ve Gomore Mütareke döneminin, Yaban Kurtuluş Savaşı yıllarının, Ankara Cumhuriyetin’in ilk on yılının, Bir Sürgün II. Abdülhamit döneminin işlendiği romanlardır. Panorama 1923-1952 yıllarını kapsar. 1955’te sonra da anıları dışında kitap yazmadı. Romanları arasında en ünlüleri Nur Baba, Kiralık Konak ve Yaban’dır. 13 Aralık 1974’te Ankara’da öldü.

FUZULİ (Divan Edebiyatı Antolojisi) - Fuat Köprülü

“Fuzuli” mahlasıyla tanınan Mehmet bin Süleyman’ın nerede ve hangi yılda doğduğunu kesin olarak bilmi­yoruz. Yaklaşık olarak 15. yüzyılın son yıllarında Ker­bela’da ya da Hille’de doğduğu söylenebilir. “Bayat” adlı eski bir Türk aşiretindendir. Kuvvetli bir öğrenim görerek zamanının bütün bilgilerini elde eden ve ye­tiştiği alan dolayısıyla Türkçeden başka Arap ve Acem dillerini de pek iyi öğrenen Fuzuli bu üç dilde nazım­la ve nesirle birçok eser yazdı: Türkçe Divan: Çeşitli basmaları ve yazmaları vardır. Farsça Divan: Nesirle yazılmış ön sözünde ozanın hayatı ve düşünceleri üze­rine önemli bilgi bulunan bu Divan’ın çeşitli nüshaları vardır. Leyla ve Mecnun: İstanbul, Tebriz, Taşkent’te basılmış, çeşitli nüshaları vardır. Hadikat’üs Süeda: Kerbela olayını anlatan bu nesirle yazılmış eserin çe­şitli basmaları vardır. Nişancı Paşa Mektubu: Daha çok “Şikayetname” adıyla tanınmış mektup. Arapça Divan’ı da vardır.
 
» Önerilen: Kişisel Hayatı Konu Alan Gelişen Metin Türleri
» Önerilen: Öğretici Metinler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir