YKS 2024'e Evden Hazırlanın! 7/24 Online Eğitim

Hemen İncele
Türk Dili ve Edebiyatı

Tiyatro Nedir | Tiyatronun Özellikleri Türleri ve Bölümleri

Tiyatro Nedir?

Günlük hayatta karşılaşabileceğimiz olayları sahnede göstermek amacıyla yazılan eserlere tiyatro denir. Tiyatro, bir oyunu sahnelemeye, onu seyircilere göstermeye dayalı bir sanattır. Tiyatro alanında ortaya konan edebi ürünler de doğal olarak göstermeye dayalıdır. Drama, dramatik edebiyat gibi sözler de tiyatro anlamına gelir. Dilimizde tiyatro sözcüğü sahne eseri, sahne eserlerini oynama sanatı ve sahne eserlerinin oynandığı bina anlamlarında da kullanılır.

Tiyatro, olayları dekorlar ve kişiler yardımıyla günlük hayatta olduğu gibi gözümüzün önünde canlandırır. Bunun için hem göze hem de kulağa hitap eden güzel sanatlardan yararlanır. Söz ve hareketler birbirini tamamlar. Oyuncu ile seyirci bütünleşir. Bu bakımdan edebî türler arasında en canlı ve hayata en yakın olanı tiyatrodur.
 

Tiyatronun Özellikleri

  • Tiyatro, konuşma ve eyleme dayanan, olayları oluş halinde gösteren ve yaşayanların ağzından anlatan yazı türüdür.
  • Dilimizde “temaşa sanatı” olarak da bilinir. Fransızca “piyes” sözcüğüyle de karşılanmıştır.
  • Diyaloglar, davranış, hareket ve durumlar; tiyatroda oyuncular tarafından jest ve mimiklerle aktarılır.
  • Tiyatro yazılı bir metnin taklididir. Roman, öyküdeki mekana karşılık “sahne” vardır.
  • Gerçeklik duygusunun yansıması için sahne düzenlenmesine (dekor) önem verilir.
  • Anlatmaya bağlı metinlerdeki kişi betimlemeleri oyunculara kostüm olarak yansıtılır.
  • Tiyatro dini törenlerden doğmuş­tur. Batı tiyatrosunun kaynağı eski Yunan tiyatrosudur. Eski Yunan tiyatrosu, şarap tanrısı Dionysos adına yapılan “Dionysia” denen törenlerden doğmuştur.
  • Tiyatroda sahnelenen yapıtın teması, temanın ele alınış biçimi tiyatro türlerini ortaya çıkarmıştır. Tiyatro türlerini ilk kez sınıflandıran Aristoteles’tir.
  • Rönesans’ın yetiştirdiği en büyük tiyatro yazarları İngiliz Shakspeare; İs­panyol Lope de Vega’dır.

 

Tiyatronun Bölümleri

Tiyatro eserleri de hikaye ve romanda olduğu gibi üç bölümden oluşur: Serim, düğüm ve çözüm.

Serim (giriş): Tiyatronun baş bölümüdür. Bu bölümde olay ve olayla ilgili kişiler kısaca ele alınır. Konunun niteliği tanıtılır.
Düğüm (gelişme): Tiyatronun orta bölümüdür. Bu bölümde olaydaki kişilerin çatışır ve çatışma merak uyandıracak bir hâl alır.
Çözüm (sonuç): Tiyatronun son bölümüdür. Olay ya da olaylar dizisinin bir sonuca ulaşması, izleyicinin kafasında uyanan soruların yanıtlarını bulması bu bölümde gerçekleşir. Bu bölümünde ise olay bir sonuca bağlanır.
 

Tiyatronun Öğeleri

Genel anlamda tiyatro sanatını oluşturan öğeler şunlardır;

Olay: Olay anlatılmaz, oyuncular tarafından canlandırılır. Tiyatro eserinde olay bir mücadeleden, yani iki kuvvetin çarpışmasından doğar. Çarpışan güçler insanın insanla; insanın hayvanla ya da insanın doğayla mücadelesi şeklinde geçer. İnsanın kendisiyle mücadele ettiği oyunlar da vardır. Bu tür oyunlar genellikle psikolojik yaklaşımlarla aktarılır.

Kişiler: Olayları yaşayan ya da olaydan etkilenen varlıklardır. Olayları ön planda yaşayan varlığa olayın başkahramanı denir. Bir oyunun metninde, kişilerin dış görünüşleri ve iç dünyaları genel çizgileriyle belirtilir, ayrıntılı olarak tasvir edilmez. Bu, oyun kişisini canlandıran oyuncunun yorumuna bırakılır. Aynı oyun, değişik zamanlarda ve değişik oyuncular tarafından canlandırıldığında da bu ayrıntılar değişebilir.

Zaman: Bir tiyatro eserinde zaman, hikayede ve romanda olduğu gibi kesintisi olarak sürmez. Oyun yazarı, ele aldığı olayın geçtiği zamanı kendince belli parçalara böler ve olayın bu anları üzerinde durur.

» Bir tiyatro eserinde olmazsa olmaz unsurlar için Tiyatronun Yapı Unsurları Nelerdir? adlı yazımızı inceleyebilirsiniz.
 

Tiyatroda Dil ve Anlatım

Tiyatro eserinde anlatım baştan sona karşılıklı konuşmadır. Betimleme daha çok yer, dekor, karakter tasvirlerinin yapıldığı perde başlarında ya da parantez içlerinde yapılır. Karşılıklı konuşmalar arasında parantez içinde kısaca betimleme yapılır. Açıklama ve tartışmalar kişilerin konuşmalarının içine yerleştirilir

Tiyatro eserinin yazımında diğer yazı türleri de kullanılmaktadır. Öykü ve romanlar tiyatro eseri gibi yeniden yazılarak sahnelenebilir. Sözgelimi günlük, anı, mektup gibi yazı türlerinden biriyle yazılabileceği gibi, birkaçının karması biçiminde de yazılabilir.

Tiyatro eserini yazmak için söz ustalığının yanı sıra sahne tekniğini de bilmek gerekir; çünkü söz ile hareketin uyumlu olması önemlidir. Yazar yalnız toplumu ve olayları gözlemez, tiyatro dünyasını da gözler. Eserini döneminin sahne olanaklarını göz önünde bulundurarak yazar. Tiyatro eseri yazmanın bir iki teknik bilgi dışında pek kuralı da yoktur, denilebilir. Artık yazarlar kendi kurallarının kural koyucusudurlar. Yalnız, tiyatro yazarı tiplemelerini gerçeğe uygun yapmalıdır.

Tiyatro Türleri

Konularına göre tiyatroları 3 başlıkta inceleyebiliriz. Bunlar;

Modern Tiyatro

Geleneksel Türk Tiyatrosu
Çağlar boyunca sürüp geldiği ve doğrudan doğruya Türk kültürünün ürünü olduğu için “Geleneksel Oyunlar” başlığı altında toplanan başlıca Halk Tiyatrosu türleri şunlardır:

Bu oyunların hemen hepsi temelde güldürüye dayanır. Amaç, güldürerek eğlendirmek ve bu yolla eğitmektir. Bu nedenle oyunların sonunda genellikle “kıssadan hisse” çıkarılır, yani anlatılan olaydan alınması gereken ders belirtilir. Başka deyişle, toplumsal ve bireysel yanlışları alaya alarak seyirciyi iyi ve doğru yönde eğitmek amaçlanır.

Oyunların önceden hazırlanmış, ezberlenmesi gereken metinleri yoktur. Hemen hepsi yüzyıllardır sürüp gelen sözlü geleneğin ürünüdür. Her oyunun yalnız konusu ve aktarılan olayın gelişim çizgisi bellidir. Oyuncular, oyunun gidişine göre belli yerlerde söylenmesi gereken kalıp sözler dışında o anda akıllarına geleni söyleyebilirler.
 

Tiyatronun Tarihi Gelişimi

Dünya Edebiyatında Tiyaro
Tiyatro, insanla birlikte doğmuş bir türdür. Bu tür genellikle “temsil edilen eser” anlamında kullanılan Yunanca “theatron” sözcüğünden gelmektedir. Çünkü günümüzdeki anlamıyla çağdaş (modern) tiyatronun başlangıcı eski Yunan’da Bağ Bozumu Tanrısı Dionysos (Diyanizos) adına yapılan dinsel törenlere dayanmaktadır. Bu törenlerde keçi postuna bürünen insanlar koro halinde şarkılar, şiirler söyler; dans ederlerdi.

Thespis adında bir şair, MÖ 6. yüzyılda koronun karşısına bir oyuncu (aktör) çıkararak klasik tiyatroda diyaloğu başlatmıştır. Daha sonra Aiskhylos (Ayklos) ikinci oyuncuyu, Sophokles (Sofokles) ise üçüncü oyuncuyu sahneye, koronun karşısına çıkarmıştır. Euripides (Öripides) de eserleriyle tiyatronun gelişmesine katkı sağlamıştır. Böylece klasik tiyatroda koro, giderek önemini yitirmiş ve modern tiyatronun temelleri atılmıştır.

Tiyatro, ilk insan topluluklarıyla birlikte ortaya çıkmış, antik çağlarda asıl kimliğine kavuşmaya başlamıştır. Bununla birlikte ilk tiyatro şenliği MÖ 534’te Atina’da düzenlenmiştir.

Türk Edebiyatında Tiyatro
Türk edebiyatında Batılı anlamda tiyatro Tanzimat’la başlar. İlk tiyatro eserimiz sayılan “Şair Evlenmesi”ni Şinasi 1859’da yazmıştır. Şair Evlenmesi tek perdelik bir komedyadır.

Tanzimat Dönemi’nde Teodor Kasap, Âli Bey, Ahmet Vefik Paşa gibi sanatçılar Moliere’den çeviri ve uyarlamalar yapmışlardır. Aynı dönemde Namık Kemal, Abdülhak Hamit gibi sanatçılar ise dram türünde -pek başarılı sayılmayacak- eserler vermişlerdir.
Meşrutiyet Dönemi’nde de Türk tiyatro edebiyatı Batı tiyatrosunun sönük bir taklidi olarak kalmış, tiyatromuz asıl kişiliğini 1925’lerden sonra bulmuştur.

Cumhuriyetin ilk döneminde tiyatro alanında eser veren başlıca sanatçılar şunlardır: Aka Gündüz, Faruk Nafiz Çamlıbel, Reşat Nuri Güntekin, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Musahipzâde Celal, Necip Fazıl Kısakürek…

Son dönem Türk tiyatrosunun en önemli yazarlarından bazıları ise şöyle belirtilebilir: Tarık Buğra, Necati Cumalı, Haldun Taner, Refik Erduran, Turan Oflazoğlu, Cevat Fehmi Başkut…
 
» Önerilen: Göstermeye Bağlı Metinler
» Önerilen: Sanatsal Metinler

İlgili Makaleler

5 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir