YKS 2024'e Evden Hazırlanın! 7/24 Online Eğitim

Hemen İncele
Türk Dili ve Edebiyatı

Kültür Nedir? Kültürün Özellikleri ve Tanımı

Kültür Nedir?

Kültür kavramı, iki yüz yıldan fazla bir süre önce ortaya atılmıştır. İlk defa 1793’te basılı bir Alman sözlüğünde yer almış, karmaşık bir kavramdır.

Genel bir tanım vermek gerekirse, bir toplumun üyeleri arasında paylaşılan, devredilen ve bir değişim süreci içinde bulunan öğrenilmiş davranış kalıplarıyla, bu kalıpların (norm, değer, inanç, tavır, tutum, maddesel tüm unsurları) ürünlerinin oluşturduğu bir yaşama biçimine kültür denir. Bu nedenle, bir toplumun kültürü, o toplumdaki ilerlemenin, üretimin, eğitimin, bilimin, güzel sanatların, insan ve topluma bakış açısının gelişim düzeyini gösterir.

Kültür, genel anlamda çok kapsamlı ve karmaşık bir kavramdır. Kültür, insanın tüm faaliyet alanlarını kapsadığından farklı şekillerde tanımlanabilecek bir kavramdır. Bu tanımlardan bazıları şunlardır:
 

  • Bir milletin dinî, ahlaki, hukuki, iktisadi, lisani, akli birikimlerinin bir bütünüdür. (Ziya Gökalp)
  • İnsanın kendini ve tabiatı idare etme yoluyla meydana getirdiği eserlerdir. (A. Young)
  • Toplumsal olarak öğretilip yeni kuşaklara aşılanan davranışlardır. (Alfred Tozzer)
  • Kültür aslında herhangi bir toplumun dininin vücut bulmuş şeklidir. (Thomas Stearns Eliot)
  • Refleks ya da içgüdü haricinde insanın yaptığı gözlenebilir her davranış, doğada ve toplum hayatı
    içinde meydana getirdiği her türlü eserdir. Kısaca insan ürünü olan her oluşum kültürdür. (Yılmaz Özakpınar)

“Kültür” sözcüğü çağımızın çokça kullanılan ama az anlaşılan yüklü kavramlarından birisidir. Biyolog ve teknologlar kültürü, üretmek, çoğaltmak ve yoğaltmak anlamında kullanırlar. Endüstri, tarım, hayvancılık, çiçekçilik, seracılık kültürleri gibi mikrobiyologlar, mikrop “kültürü” yaparlar, mikroba etkili olacak ilacı belirlemek için günlük dilde kültür, eğitim-öğretim süreci, bu sürecin kazandırdığı genel, mesleki kültür anlamında kullanılır. Günlük hayatta kullandığımız “kültürlü insan” deyimi ile zekasını, duygu ve davranışlarını uyumlu biçimde geliştirerek zihinsel olgunluğa erişmiş insanı kastederiz. Bu nedenle, bilimden, sanattan, felsefeden, edebiyattan anlayan, bu konularda bir düşünüş ve beğeni inceliği geliştirmiş insana “kültürlü insan” denir.

Doğal ve toplumsal olmak üzere iki gerçeklik içinde yaşayan insanın ilk mücadelesi doğa olayları, iklim ve coğrafi koşullardan oluşan doğal gerçekliğe karşı olmuştur. Canlılar içinde doğal donanımı en az olan varlık insandır. Doğduktan sonra uzun süre bakılmak zorunda olan canlı, insan yavrusudur. Onun ne soğuğa karşı korunabileceği postu ne tehlikelere karşı durabileceği pençeleri ne yiyecek bulmasını sağlayacak güçlü bir koku alma duyumu vardır. Ama insanın diğer canlılardan farklı olarak gelişmiş bir beyni vardır. İnsanlar, diğer canlılarda bu kadar gelişmiş olarak bulunmayan beyinleri sayesinde hayatta kalabilir.

Düşünme gücü ile doğa koşullarını aşmak ve kendi yararına dönüştürmek çabasına girişen insan “alet” yapmayı öğrenmiştir. Çeşitli yerleşme biçimleri ile kendini dışardan gelecek tehlikelerden korumuş, giysiler üreterek soğuğun etkisini azaltmış, silahlar, araçlar yaparak gücünü artırmış, ateşi kullanmayı öğ­renmiş kısacası doğa olaylarını kontrol etmeyi başarmıştır. Bir düşünürün dediği gibi: “İnsan eksikliklerinin ürünüdür.” İnsan yarattığı kültür sayesinde hayatta kalabilmekte, çevresini denetleyip değiştirebilmektedir.

Kültür, bir toplumun üyesi olarak insanın kazandığı bilgi, inanç, gelenek, sanatsal faaliyet, hukuk, ahlaki değerler ve diğer yetenek ve alışkanlıkları içeren karmaşık bir bütündür. Bu tanımda “bir toplumun üyesi olarak insanın kazandığı” ifadesi önemlidir.

Kültür doğumdan sonra kazanılır ve öğrenilir. Öğrendiği bilgileri ve kazandığı alışkanlıkları, kendisinden sonra gelenlere aktarabilen tek varlığın insan olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla kültür, insan eliyle oluşur ve sonraki nesillere aktarılır.
 

Kültür Her Şeyi Kapsayıcıdır

Toplumbilimsel açıdan kültür bir toplumun üyelerinin paylaştıkları, birbirlerine ve gelecek kuşaklara ilettikleri maddi ve manevi ögelerdir. Bir diğer deyişle kültür toplumun oluşturduğu, değer verdiği, paylaştığı bütün maddi ve manevi ögelerin toplamıdır. Kültür insanın tüm ürünlerini içerdiği için üretilmiş tüm ürünler, yapıtlar, araçlar da kültür içinde kapsanır.

Tarihsel açıdan araştırıldığında, kültürün kökeni ile toplumun kökenin eş anlamlı olduğu görülmektedir. İnsanlar grup yaşamını sürdürdükleri her yerde kültürle birlikte var olmuşlardır. Kültür ve toplum birlikte bulunur.

Bir kültüre sahip olmak insan türünün genel bir özelliğidir. İnsanlık kültürel kapasiteye sahiptir. Fakat insanlar farklı kültürleme süreçleri geçirdikleri belli kültürlerde yaşarlar. Tüm insanlar kuşaktan kuşağa aktarılan belli kültürel kurallar içinde büyürler.
 

Kültür Öğrenilir

İnsanlar kendilerinden önce gelenlerin deneyim ve bilgilerinden yararlanarak doğal çevrelerini yeniden oluşturabilmekte, araçlar yaparak ve kurallar koyarak yaşamlarını düzenleyebilmektedirler. Toplumsallaşma süreci içerisinde birey, kültürünü öğrenir. Kişiler kendilerinden önce gelenlerin deneyimlerinde de yararlanarak uyum sağlayabilir, toplumsal yaşamlarını kolaylaştırabilirler. Dolayısıyla kültürün önemli bir özelliği öğrenilen davranışlardan oluşmasıdır. Bugünün kültürü geçmiş kuşakların çabalarının, deneyimlerinin ürünü olduğu gibi yaşayan kuşakların deneyim ve katkılarından yararlanarak zenginleşir. Öğrenme yoluyla sonraki kuşaklara ulaşır. Topluma katılan her üye kültürünü öğrenir. Doğuştan, biyolojik kalıtımla kültür bilinemez.

Herkes, bilinçli ve bilinçsiz öğrenmeyle ve diğer insanlarla etkileşim süreci içinde kültürleme yoluyla bir kültürel geleneği hemen içselleştirmeye başlar. Bazen kültür doğrudan öğretilir. Anne-babanın çocuğuna, birisi ona bir şey verdiğinde ya da bir iylikte bulunduğunda teşekkür etmesini söylemeleri gibi. Kültür gözlem yoluyla da aktarılır. Çocuklar çevrelerinde olup bitene dikkat ederler. Davranışlarını sadece diğer insanlar söylediği için değil, gözlemleri ve içinde bulundukları kültürün neyi doğru neyi yanlış bulduğuna ilişkin artan bilinçleri sonucunda da değiştirirler.
 

Kültür Simgeseldir

Kültürde öğrenmenin yanı sıra dil (lisan) ve etkileşim de önemlidir. Dil toplumda insanları birbirine bağlayan bir öge olduğu kadar, kültürün gelecek kuşaklara aktarılması açısından da önemlidir. Dil toplumun simgesel sistemidir. Kelimeler birer simge, dil de simgeler bütünüdür. Simge bir kimseye bir şey ifade eden bir objedir. Bazı simgeler kolay, bazı simgeler zordur.

İnsanlar dilleri ve onları kullanma yetenekleri sayesinde soyut şeylerden söz edebilirler. Birey kültürün kendine aktardığı dil sayesinde güncel yaşamında karşılaştığı sayısız sorunları yeniden çözmek zorunda kalmamakta, henüz yaşanmamış durumlara hazırlıklı olabilmektedir. Bir dile sahip olduğumuz için dünyadaki olayları açıklayabilir, yorumlayabilir ve bir anlam verebiliriz.

Kültür bireyler arasında bir iletişimin olmasını gerektirir. İletişim kişiler ya da gruplar arasında simgeler, jest ve mimikler ve daha başka anlatım biçimleri aracılığıyla anlam değiş tokuşu demektir. Kültür toplumsal bir üründür ve insanlar arası etkileşimin sonucu doğup gelişir.
 

Kültür Paylaşılır

Kültür toplumsaldır yani öğretiler, örgütlenmiş birliklerde, toplumlarda yaşayan insanlarca oluşturulur ve ortaklaşa paylaşılır. Bütün kültürler sürekliliğini sağlamaya çalışırlar, bu çabaları nedeniyle de benzerlik gösterirler. Grup birliğini ve dayanışmasını sağlayan duygular ve hizmetler, toplumsal denetim mekanizmaları, nüfusun devamını sağlayan üreme önemleri bu benzerlik arasında sayılabilir. Tüm toplumlarda kamu yararı adı verilen üstün bir değer kavramı oluşturulur ve ona saygı gösterilir.

Kültür bütünüyle maddi gözlenebilir bir oldu olmadığı için soyut bir kavramdır. Kültür belli bir toplumdaki kültür ögeleri, kuram ve süreçleri ve bunların karşılıklı ilişkilerini temsil eder. Kültür kavramı toplumsal yapı ve kurumların kendisi değildir, kavramsal ve soyut bir modeldir.
 

Kültür Örüntülüdür

Kültürler gelişigüzel toplanmış görenek ve inançlar değil de bütünleşmiş örüntülü sistemlerdir. Adetler, değerler, kurumlar, inançlar birbiriyle bağlantılıdır. Bunlardan birinde meydana gelen değişme diğerlerini de etkiler. Örneğin birçok kadın 1950’li yıllarda iyi bir ev kadını ve anne olma beklentisi içerisindeydi. Günümüzde üniversite okuyanlar, mezun olduktan sonra bir işe girebilme beklentisi içindeler.
Kültürler yalnızca içerdikleri temel etkinlikler ve toplumsal örüntülerle değil, aynı zamanda varlığını sürdüren değerler, dünya görüşleri ve genel görünümleriyle de bütünleşmiştir. Bir kültürün farklı ögeleri çekirdek değerler (temel değerler) çevresinde bütünleştirebilir. Örneğin kapitalist bir toplumun kültürü bireycilik, başarı, güven, iş ahlakı gibi çekirdek değerler çerçevesinde bütünleşmiştir.
 

Kültürün Özellikleri

Kültürün özellikleri şunlardır:

  • Kültür, tabiatta kendiliğinden bulunmaz; insan ürünüdür.
  • Özü itibariyle zihnî ve manevidir. İnsan zihninin görüş, anlayış ve değerlendirme tarzını yansıtır.
  • Tarihî süreçte oluşur.
  • Toplumun olmadığı yerde kültür de yoktur.
  • Her toplumun bir kültürü vardır, kültürsüz insan topluluğu olmaz.
  • Kültürü oluşturan unsurlar arasında sürekli etkileşim vardır.
  • Kültür kendi içinde bir bütünlük ve tutarlılık gösterir.
  • Dışarıdan aldığı unsurlar konusunda seçicidir.
  • Sabit değil, değişkendir.
  • İnsanın ihtiyaçlarına göre şekillenir. Sürekliliği, temel ihtiyaçları karşılayabilmesine bağlıdır.

 

Kültürün Öğeleri

Kültür iki öğeden kuruludur. Bunlar:

1) Maddi Ögeler: Belli bir kültüre sahip kişiler tarafından oluşturulmuş nesnelerdir. Bunlar belli bir kültürün belirtileri, simgeleri sayılırlar. İnsan emeğinin toplumsal süreci içerisinde gerçekleştirdiği tüm nesneleri kapsar.

2) Manevi Ögeler: Toplumsal yaşamı düzenleyen değerler, normlar, semboller, bilgiler, gelenekler, görenekler, inançlardan oluşur.

Değerler: Değerler, amaclarımızı ve davranışlarımızı belirlemede bize neyin doğru, neyin yanlış olduğunu söyleyen standartlardır. Ya da toplumsal olarak arzu ettiğimiz şeyler hakkında paylaşılan soyut fikirlerdir. Sonuçta değerler bize, iyi, kötü, güzel, çirkin, ahlaki, gayri ahlaki veya arzu edilen ve edilemeyen şeyler hakkında ölçütler sunar. Farklı dinlerden ve gruplardan oluşan modern çoğulcu toplumda, değer yönelimi son derece karmaşıktır. Bazı değerler arasında uyuşmazlıklar söz konusudur.

Normlar: Değerler, davranışlara yol gösteren genel ilkeler iken, normlar, belli bir durumda insanların nasıl davranmaları gerektiği konusunda beklentilerdir.

Semboller: Her kültür, bayrak, marka, amblem gibi çok sayıda sembol üretir. Sembol, belirli bir durum ya da olayı anlamlandıran şeydir. En önemli semboller, kültürel kodların işaretleri olarak işlev görmüştür.

Kültürün maddi ve manevi ögeleri birbiriyle etkileşim içindedirler. Maddi kültür ögeleri değiştiğinde manevi kültür ögeleri hemen değişmez, bu durum uzun bir süre alabilir.

Kültürün eskiden kalan miras oluşu çoğu zaman onu değiştirmeden saklamak ya da olduğu gibi sürdürmek anlamına gelmez. Yeni kuşaklar geçmişten devraldıklarına kendi kuşağının deneyimlerini de ekleyerek kültürün zenginleşmesini sağlarlar. Böyle kültür statik değil dinamik olma özelliğine sahiptir.
 

Kültürün İşlevleri

Kültür kişilerin toplumsal gereksinimlerinin karşılamasını sistematize etmek için vardır. Kültür grup ve toplum hayatını düzenler. Kendini oluşturan temel ve yardımcı kurumlar aracılığıyla toplumsal gereksinimleri karşılar. Kültürün işlevlerini şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Kültür toplumsal davranışları düzenler. Toplumsal davranışın çeşitli parçalarını birbirleriyle ilişkilendirerek bir bütün haline getirir.
  • Kültür toplumsal dayanışmanın temellerinden birini oluşturur.
  • Kültür toplumları birbirinden ayırmaya yarayan bir işaret gibidir.
  • Toplum değerlerini bir bütün haline getirir ve yorumlar.
  • Toplumsal kişiliğin oluşmasında baş faktördür. Her toplumun insanı o toplumun kültürünü taşır. Dolayısıyla kültür insanların kimlik kartıdır.

Bu işlevler kültürün sadece toplum içindeki birey ve gruplar için değil, aynı zamanda toplumların birbirleriyle ilişkileri açısından da önemli olduğunu göstermektedir.
 

Kültürel Süreçler

Kültürleme: İnsanoğlunun doğumundan ölüme kadar toplumsal istek ve beklentilerine uyacak şekilde etkilenmesidir. Örneğin ilkel avcılarda babanın çocuğuna ok atmayı öğretmesi kültürlemedir. Kültürleme en geniş anlamıyla eğitim ve öğrenmedir.

Kültürleşme: Bireyin başka kültürlerden birey ve gruplarla belli bir etkileşime girmesi ve karşılıklı etkileşim sonunda her ikisinin de değişmesidir. Kültürleşme kültürlemenin tersi olan bir süreçtir. Kültürlemede insan kendi kültüründen öğrenirken, kültürleşmede insanın başka toplumlardan ya da bir toplumun diğerinden aldığı ögeler ve farklı toplumların karşılıklı olarak birbirinden etkilenmesi söz konusudur. Örneğin Amerika’ya göç edip yerleşen Avrupalılar orada karşılaştıkları yerli kültürlerden birçoğunu hızla özümsemişlerdir.

Kültürlenme: Belli bir toplumun alt kültürlerinden ya da farklı toplumlardan kopup gelen birey ve grupların buluşması ve bir etkileşim süresi sonunda asıl kültür ve alt kültürlerde bulunmayan yepyeni bir birleşime ulaşmasıdır.

Kültürel Yayılma: Belli bir toplumda dıştan içe doğru ya da içten dışa doğru maddi ve manevi ögelerin sürekli olarak yayılmasıdır. Örneğin moda, tekerleğin icadı ve yayılması gibi.

Kültür Şoku: Bir kültürden başka bir kültüre giden bireylerin yeni kültüre uyum sağlamakta karşılaştıkları güçlükler, sıkıntılar ve gösterdikleri tepkilerdir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir