Türk Dili ve Edebiyatı
Tiyatro Terimleri Sözlüğü

Tiyatro Terimleri
Bu yazımızda tiyatro türü ile alakalı terimler paylaşacağız. Tiyatro hakkında detaylı bilgi almak için Tiyatro Nedir? adlı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Adaptasyon: Yabancı dilde yazılmış bir eseri, yerli adlar ile yerli yaşama uydurarak çevirme, uyarlama.
Aktör: Erkek tiyatro sanatçısı.
Aktrist: Kadın tiyatro sanatçısı.
Bale: Konusu; türlü dans ve ritmik hareketlerle anlatılan müzikli, sözsüz gösteri türüdür.
Dekor: Tiyatroda sahneyi eserin konusuna göre döşeyip hazırlamada kullanılan eşyanın genel adı.
Diyalog: 1- Oyun, roman, öykü gibi eserlerde iki veya daha çok kimsenin konuşması. 2- Konuşmaya dayanılarak yazılmış eser:
Doğaçlama: Oyuncunun, konuya bağlı fakat metne bağlı kalmadan, içinden geldiği gibi konuşması ve davranması.
Dramatize etmek: Bir edebi eseri radyo, televizyon veya sahne oyunu biçimine getirmek.
Dublaj: Tiyatroda yahut sinemada oyuncunun rolüne hazır olmasıdır. Yabancı dille yazılmış bir eserin yerli dile çevrilmesi ve oynanması.
Dublör: Tiyatro ve sinemada yedek rol oyuncusu.
Entrik unsur: Tiyatro, roman ve öyküde olayların seyircide, okuyucuda merak uyandıracak biçimde birbirine karışması. Entrika.
Epizot: Yunan trajedisinin öğelerini oluşturan diyaloglu bölümlerin her biri. Bu bölümler modern tiyatroda perde adıyla bilinir.
Fars: Olaylarının örgüsü daha çok, halk zevkini okşayan, basit, hareketli komedi.
Fasıl: Bölüm. Tiyatroda perde karşılığı kullanılmıştır. Karagöz ve orta oyununda asıl olayın geçtiği bölüm.
Feeri: Doğaüstü olayları muhteşem dekorlar arasında gösteren, kahramanları cin, peri, dev vb. hayali varlıklar olan tiyatro eseri.
Figüran: Bir oyunun kalabalık sahnesini doldurmak için kullanılan konuşmayan ya da birkaç sözcük söyleyen kişi, kişiler.
Fuaye: Tiyatro salonlarında perde aralarında oyuncuların ve seyircilerin dinlenmesi için ayrılan yer.
Jest: Tiyatro sahnesinde, sanatçıların bütün el, kol, ayak ve beden hareketleri.
Kabare: Genelde güncel konuları taşlayıcı biçimde ele alan skeçlerin oynandığı, monologların, şarkıların ve şiirlerin söylendiği küçük tiyatro.
Kanto: Tuluat tiyatrolarında oyundan önce genellikle kadın sanatçıların şarkı söyleyip dans ederek yaptığı gösteri.
Kondüit: Tiyatro oyunlarında, rol sırası gelenlere sahneye çıkmalarını anımsatan kişi.
Koro: Antik Yunan tiyatrosunda veya günümüz sahne oyunlarında gerektiğinde hayvanların, ağaçların ya da başka varlıkların yerine sembol olarak kullanılan kadınlı erkekli şarkıcı grubu.
Kostüm: Sinema ve tiyatroda rol gereği giyilen kıyafetlerin genel adı.
Kulis: Tiyatro sahnesinin arkasında bulunan kısım, sahne arkası.
Kurgu: Bir eserin, dil, biçim ve içerik olarak farklı ya da aynı cinsten parçalarını bir araya getirme.
Melodram: Modern tiyatroda acıklı, korkunç, olağanüstü konular etrafında yazılan ve gerilimi yüksek sahneler içeren duygusal oyun.
Mimik: Bir duygu ve düşüncenin kaş, göz, ağız, yüz hareketleriyle anlatılması.
Mizansen: Bir tiyatro eserinin sahneye konması, sahneye göre düzenlenip yorumlanması.
Monolog: 1- Bir oyunda, kişilerden birinin kendi kendine yaptığı konuşma. 2- Dinleyicilere bir kişinin anlattığı, genellikle güldüren olay.
Muhavere: Konuşma. Tiyatro türlerinde kahramanların konuşmaları.
Opera: Müzik eşliğinde söylenen şarkılı oyunlardır.
Operet: Eğlenceli ve hafif konular üzerine yazılıp bestelenmiş tiyatro eseridir.
Pandomim: Romalılar tarafından ortaya atılan, jest ve mimiklerle sergilenen sözsüz oyun.
Perde: Tiyatro eserinin bölümlerinin her biridir.
Reji: Sinema, tiyatro, radyo ve televizyon oyunlarında oyunu yönetme.
Rejisör: Tiyatro ve sinema oyunlarında oyuncuların rollerini dağıtıp oyunu düzenleyen, metin, yorum, dekor, müzik gibi öğeler arasında birlik sağlamaya çalışan sanatçı, yönetmen.
Replik: Sahne oyunlarında konuşanların birbirine söyledikleri sözlerden her biri.
Revü: Tiyatroda, eserden önce gösterilen müzikli ve danslı oyundur. Tablo, skeç, şarkı ve monolog gibi sahnelerden kurulu, daha çok gündelik olayları alaya alan ve taşlayan bir gösteri türüdür.
Rol: Sahne sanatlarında oyuncuların eser kişilerini sahnede canlandırması.
Sahne: 1- Perdelerin içinde kişilerin oyuna girip çıkmasıyla oluşan küçük bölüm. 2- Eserin oynandığı yer.
Senaryo: Tiyatro, sinema, televizyon veya radyo eserinin sahnelerini ve akışını gösteren yazılı metin.
Skeç: Genellikle bir nükteyle son bulan, az kişili ve yalın, şakacı bir içeriği olan kısa oyundur.
Suflör: Tiyatroda, kuliste durarak oyunculara sözlerini fısıltıyla söyleyip hatırlatan yardımcı.
Temaşa: Tiyatro, oyun, temsil, piyes.
Temsil: Bir tiyatro eserini sahnede oynamak.
Tirat: 1- Sahnede kişilerin birbirlerine karşı söyledikleri uzun sözler. 2- Bir tiyatro oyununda, oyuncunun uzun ve kesintisiz konuşması.
Tuluat: Yazılı metne dayanmayan, önceden hazırlanmadan, sahnede akla gelen sözlerle oynanan oyun.
Vodvil: Hareketli, eğlenceli bir konuya dayanan, şarkılara da yer verilen hafif güldürü.