YKS 2024'e Evden Hazırlanın! 7/24 Online Eğitim

Hemen İncele
Türk Dili ve Edebiyatı

Dilin İşlevleri ve Örnekleri

Dilin İşlevleri Nelerdir?

İletişimin en etkili aracı olan dil, kullanım yerine ve amacına bağlı olarak farklı işlevler yüklenir. Kafasında kurguladığı olayları bir öykü ya da bir roman biçiminde yansıtan yazar ile bilimsel araştırmasını makale şeklinde ortaya koyan bir bilim adamı dili aynı işlevde kullanmaz. Çünkü bunların amacı farklıdır. Öykü yazarı kendi kurduğu dünyayı kelimelerin yan, mecaz ve çağrışımsal anlamlarından da yararlanarak öznel bir şekilde aktarır. Bilim adamı ise var olan gerçekliği değiştirmeden kelimelerin daha çok gerçek anlamlarından yararlanarak bilimsel bir üslupla aktarır. Dolayısıyla bu iki anlatımda dil farklı işlevlerde kullanılır. Kısaca dil, her zaman aynı şekilde ve aynı işlevde kullanılmaz. Dilin işlevi insanın dili kullanma amacına göre değişiklik arz eder.
 

Göndergesel İşlev

Dilin, iletiyi olduğu gibi ifade ederken kazandığı işlevdir. Bu işlevde iletinin düzenlenme amacı bilgi vermektir. Örneğin “Hava sıcaklıkları önümüzdeki günlerde düşecek.”, “Nedim, divan şiirinin önemli temsilcilerindendir.” gibi cümlelerde dil, göndergesel işleviyle kullanılmıştır.

Bu işlev daha çok kullanma kılavuzlarında, nesnel anlatılarda, ders kitaplarında, bilimsel yazılarda, kısa not ve özetlerde, makale, deneme, fıkra, biyografi, anı, gezi yazısı gibi öğretici metinlerde karşımıza çıkar. Göndergesel işlevde duygular genellikle dile getirilmez.

Örnek:

  • Psikoloji, insan ve hayvan davranışlarının gözlenebilir ve ölçülebilir yanları ile zihinsel süreçleri inceleyen pozitif bir bilim dalıdır.
  • Anadolu’da tarih boyunca birçok devlet kurulmuştur.
  • Roman ve öykü, anlatmaya dayalı edebî türlerdir.
  • Türkiye, topraklarının bir bölümü Anadolu’da, bir bölümü Avrupa’da olan bir ülkedir.
  • Karadeniz’de petrol ve doğal gaz aramaları devam ediyor.

Bu cümleler bilgi vermek amacıyla oluşturulduğu için dil göndergesel işlevde kullanılmıştır.
 

Heyecana Bağlı İşlev

Dilin, göndericinin duygu ve heyecanlarını aktarırken kazandığı işlevdir. Örneğin “Ne güzel bir kedicik!”, “Oh, ne rahat iş!” gibi öznel yargıların hâkim olduğu cümlelerde dil, heyecan bildirme işleviyle kullanılmıştır.

  • Bu işlevde çoğunlukla duygular, heyecanlar, korkular, sevinç ve üzüntüler dile getirilir.
  • Dilin heyecana bağlı işlevinde öznellik hakimdir.
  • Özel mektuplarda, öznel betimlemeler ve anlatılarda, lirik şiirlerde, eleştiri yazılarında dilin heyecana bağlı işlevinden sıkça yararlanılır.
  • Ünlem cümlelerinin tamamında dilin bu işlevi kullanılır.

Örnek:

  • A, şuna bak, hâlâ durmuş bana gülüyor!
  • Yazık, sana acıyorum!
  • Sakın bir daha buraya gelme!
  • Ah canım! Korktun mu benden?

Dil bu cümlelerde heyecan, kızgınlık gibi duyguları dile getirdiği için heyecana bağlı işlevde kullanılmıştır.

Alıcıyı Harekete Geçirme İşlevi

İletinin; alıcıyı harekete geçirmek, alıcıda davranış değişikliği oluşturmak için düzenlendiği durumlarda dilin kazandığı işlevdir. Örneğin “Lütfen cep telefonlarınızı kapatın!”, “Kimseye kötülük etme!” gibi cümlelerde dil, alıcıyı harekete geçirme işleviyle kullanılmıştır.

  • Propaganda amaçlı siyasî söylevler, reklâm metinleri, genelgeler, el ilanları genellikle dilin alıcıyı harekete geçirme işleviyle oluşturulur.
  • Dilin alıcıyı harekete geçirme işleviyle hazırlanan metinlerde gönderici, alıcıyı işin içine sokmayı, onu sorgulamayı ister.
  • Emir, rica, istek cümlelerinde dil, alıcıyı harekete geçirme işleviyle kullanılır.

Örnek:

  • Sınıfı hemen terk et!
  • Kapağı açmadan önce şişeyi çalkalayınız!
  • Elindeki kitabı masaya bırak!
  • Yerlere çöp atmayınız!
  • Kapıyı kapat!
  • Lütfen lambaları açık bırakmayınız!

Dil bu cümlelerde alıcıda davranış değişikliğine yol açtığı için alıcıyı harekete geçirme işlevinde kullanılmıştır.
 

Kanalı Kontrol İşlevi

Dilin, kanalın iletiyi aktarmaya uygun olup olmadığını kontrol etmek için kullanıldığında kazandığı işlevdir. Örneğin “Sesimi duyuyor musun?”, “Yazdıklarımı okuyabiliyor musunuz?” gibi cümlelerde dil, kanalı kontrol işleviyle kullanılmıştır.

  • Gönderici ile alıcı arasında iletişimin kurulmasını, sürdürülmesini ya da kesilmesini sağlayan bu işlevde iletinin içeriğinden çok iletişimin devam ettirilmesi önem kazanır.
  • Törenlerde, uzun söylevlerde, aile yakınları ya da arkadaşlar arasındaki konuşmalarda dilin kanalı kontrol işlevini yansıtan iletiler sıkça kullanılır.
  • Bu işlev daha çok soru cümleleriyle karşımıza çıkar.

Örnek:

  • Beni anladınız değil mi?
  • Verdiğim ödevleri yaptınız mı?
  • Sesimi duyuyor musun?
  • Tepede yanan ışığı görebiliyor musun?
  • Dil bu cümlelerde kanalı kontrol işlevinde kullanılmıştır. Çünkü gönderici, alıcıya iletisinin ulaşıp ulaşmadığını soruyor. “Verdiğim ödevi yaptınız mı?” cümlesinde alıcı “evet” veya “hayır” cevabını verirse mesajın kanal yoluyla iletilip iletilmediği kontrol edilmiş oluyor.
     

    Dil Ötesi (Üst Dil) İşlevi

    Dilin; dil bilgisi kurallarını açıklamak, dille ilgili bilgi vermek amacıyla kullanıldığında kazandığı işlevdir. Örneğin “Fiiller; iş, oluş, hareket bildiren sözcüklerdir.”, “Bazı kısaltmaların sonuna nokta konur.” gibi cümlelerde dil, dil ötesi işlevde kullanılmıştır.

    • Dilin dil ötesi işlevinde iletiler; dili açıklamak, dille ilgili bilgi vermek için düzenlenir.
    • Daha çok bilimsel metinlerde ve öğretme amaçlı konuşmalarda karşımıza çıkan ve “yani, demek istiyorum ki, bir başka deyişle” gibi sözcüklerde kendini gösteren dil ötesi işleve, günlük yaşamda da başvurulur.

    Örnek:
    • Beni yanlış anlamayın, ben bu sözcüğü mecaz anlamda kullandım.
    • Türkçede sözcük kökleri ikiye ayrılır: isim kökleri ve fiil kökleri.
    • İsim soylu sözcüklerin önüne gelerek onların rengini, biçimini, sayısını, durumunu belirten veya niteleyen sözcüklere sıfat denir.
    Bu cümlelerde ileti; dille ilgili bilgi vermek, başka bir iletiyi açıklamak üzere düzenlenmiştir.
     

    Şiirsel (Sanatsal) İşlevi

    Dilin, bir anlam aktarmaktan çok çağrışım uyandırırken kazandığı işlevdir. İmgeye ve kurmacaya dayalı metinlerde daha çok dilin şiirsel işlevinden yararlanılır. Şiirsel metinler, kendinden başka bir şeyi ifade etmeye ihtiyaç duymaz, bir şiir sadece şiir olduğu için önemli ve anlamlıdır yani şiirin gerçeği, şiirin kendisidir.

    Dilin şiirsel işleviyle kullanıldığı metinlerde gönderici, alıcıda hissettirmek istediği etkileri uyandırmak için dili istediği gibi kullanır yani kendi özgün üslûbunu oluşturmak için bir anlamda dili yeniden yaratır. Bu işlevde gönderici; edebî sanatlardan, karşılaştırmalardan, çağrışım gücü yüksek sözcüklerden yararlanarak imgeler oluşturur, sözcükleri daha çok yan ve mecaz anlamlarda kullanır. Şiir, roman, hikâye, destan, masal gibi edebî metinlerde dil şiirsel işlevde kullanılır.

    Örnek:
    Yeşil pencerenden bir gül at bana,
    Işıklarla dolsun kalbimin içi.
    Geldim işte mevsim gibi kapına
    Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.

    Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak
    Ben aşkımla bahar getirdim sana;
    Tozlu yollarından geçtiğim uzak
    İklimden şarkılar getirdim sana.
    Ahmet Muhip Dıranas
     
    » Önerilen: Dil Nedir?
    » Önerilen: İletişim Nedir?

    İlgili Makaleler

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir