Roman Nedir | Romanın Özellikleri ve Bölümleri

Ana Başlıklar;
Roman Nedir?
İnsanın başından geçen serüvenleri, iç dünyasını, toplumsal bir olay ya da olguyu, insan ilişkilerini ve değişik insanlık durumlarını anlatan edebi türe roman denir. “Roman” terimi, Roma İmparatorluğu içindeki halkların kullandığı bozulmuş Latinceye verilen addır. Bu bozuk Latince ile yazılan ilk destan ve halk öykülerine roman denmiştir. Bu terim, sonradan belli bir edebi türün adı olmuştur.
Uzun anlatıma dayalı edebiyat türlerinden biri olan roman; olayları yer, zaman ve şahıs kadrosu bütünlüğü içinde anlatır. Sosyal yaşamda kişilerin veya ailelerin başlarından geçen ya da geçme olasılığı bulunan olayları yer ve zaman göstererek aktarır. Birbiriyle bağlantılı olayları temel bir düşünce etrafında birleştirerek yansıtır. Romanda bir olay, tarih metinlerindeki gibi düz anlatılmaz; entrika, gizem unsurlarıyla okuyucunun merak duygusu canlı tutulur. Bu yüzden romanlar sürükleyici kitaplardır.
Roman, hem bir gerçekliğin hem de düş gücünün ürünüdür. Anlatılan olay ve kişiler gerçek yaşamdan alınsa da yazar bunları yeniden oluşturarak, değiştirerek anlatır. Bu bakımdan roman gerçek yaşamla tam olarak örtüşmez. Romanda aslında romancının hayal gücü, sanatçı kişiliği, görgü ve bilgisiyle, zengin duygu ve düşüncesiyle oluşturulan bir yaşam ortamı anlatılır. Romanın geçtiği sosyal çevre içerisinde dine, felsefeye, ahlaka, siyasete yer verilir. Romancı, okuyucuyu etkilemek, okuyucunun ruhunda bir yankı uyandırmak amacındadır.
Romanın Özellikleri
- Olay yer zaman mekan ve kişiler bellidir.
- Ele alınan olaylar daha detaylı işlenir.
- Betimleme ve psikolojik tahlillere daha detaylı bir şekilde yer verilir.
- Olaylar kahramanın karakterine göre doğar ve şekillenir.
- Olay örgüleri ve olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi vardır.
- Romanın içinde günlük, anı, gezi yazısı gibi türlerden faydalanabilir.
- Tek bir olay ile bağlantılı farklı olaylar oluşabilir.
- Kişilerde karakterist özellikler abartılarak verilir.
- Olayın geçtiği mekan tasvir yoluyla okuyucuya tanıtılır.
- Olay örgüsü anlatılırken genellikle görülen geçmiş zaman kullanılır.
Romanın Bölümleri
Roman ve hikaye türlerinin kompozisyon planı “serim-düğüm-çözüm” şeklinde oluşur.
Serim bölümü: Romana konu olan olaylar ile yer, çevre ve kişilerin tanıtıldığı bölümdür. Bu bölümde olayın geçtiği zaman ile olay kişileri ve çevre betimlemesi yapılır. Bazı romanlar olayın bittiği yerden başlar, geriye dönüşlerle geçmişte yaşananlar anlatılır.
Düğüm bölümü: Romanda olayların karmaşık bir hâl aldığı, okuyucunun merakının ve heyecanının yoğunlaştığı bölümdür. Romanda birden fazla düğüm bölümü bulunabilir ve en uzun bölüm bu kısımdır.
Çözüm bölümü: Düğüm bölümündeki olayların çözümlendiği, merak ve heyecanın giderildiği bölümdür. Bazı romanlarda sonuç, okuyucunun hayal gücüne bırakılabilir.
Roman Türleri
Romanların işledikleri konulara göre farklı türleri vardır. Bunlar;
Sosyal Roman
Ekonomik bunalımlar, sınıf farklılıkları, rejim değişiklikleri, köyden kente göçler gibi toplumsal sorunları işleyen romanlardır
Sosyal Roman Türünde Eserler
- Sefiller – Victor Hugo
- Sergüzeşt – Sami paşazade Sezai
- Felatun Beyle Rakım Efendi – Ahmet Mithat Efendi
- Araba Sevdası – Recaizade Mahmut Ekrem
Serüven Romanları
kahramanın başından geçen hareketli olayları anlatan yazılardır. Burada amaç okuyucuda merak uyandırmaktır.
Serüven Roman Türünde Eserler
- Üç Silahşörler – AlexsanderDumas
- Monte Kristo Kontu – AlexsanderDumas
- Hasan Mellah – Ahmet Mithat Efendi
- Dünyaya İkinci Geliş – Ahmet Mithat Efendi
Tarihi Roman
Tarihi dönem, olay ve kişileri konu alan romanlardır.
Tarihi Roman Türünde Eserler
- Notre Dame’ın Kamburu – Victor Hugo
- Cezmi – Namık Kemal
- Devlet Ana – Kemal Tahir
- Osmancık – Tarık Buğra
Psikolojik (Tahlil) Roman
Roman kahramanlarının iç dünyasını ele alan romanlardır.
Psikolojik Roman Türünde Eserler
- Le Princesse De Cleves – Madame De Feyatte
- Eylül – Mehmet Rauf
- Dokuzuncu Hariciye Koğuşu – Peyami Safa
Egzotik Roman
Başka ülkelerin doğasını ve insanlarını anlatan romanlardır.
Egzotik Roman Türünde Eserler
- Nilgün – Refik Halit Karay
- İzlanda Balıkçısı– Pier Loti
Biyografik Roman
Topluma mal olmuş bir kişinin hayatını ve topluma katkılarını anlatan romanlardır
Biyografik Roman Türünde Eserler
- Bir Bilim Adamının Romanı – Oğuz Atay
- Adı:Aylin – Ayşe Kulin
Otobiyografik Roman
Yazarın kendi hayatını anlattığı romanlardır.
Otobiyografik Roman Türünde Eserler
- Tom Sawyer’in Maceraları – Mark Twain
- Baba Evi/Avare Yıllar – Orhan Kemal
- Turfanda mı Yoksa Turfa mı – Mehmet Vural
Polisiye Romanları
Polisiye olayları genellikle cinayet hırsızlık gibi olayları anlatan romanlardır. Merak ve heyecan bu romanların unsurlarıdır.
Polisiye Roman Türünde Eserler
- Morque Sokağı Cinayeti – Edgar Allan Poe
- Şark Ekspresinde Cinayet – Agatha Christie
- Esrar-ı Cinayat – Ahmet Mithat Efendi
- Cingöz Recai – Peyami Safa
- Başkomiser Nevzat – Ahmet Ümit
Romanda Tema
Tema, edebi metnin okuyucuda uyandırdığı duygu ve düşüncedir. Bir yazarı roman yazmaya iten sebep metnin temasıdır. Her edebi metin, bir tema çevresinde birleşen ses ve anlam kaynaşmasından oluşan birimlerin birleşmesiyle ortaya çıkar. Olay örgüsünü meydana getiren parçalar arasındaki çatışma, metnin temasını oluşturur.
Her tema, eserin yazıldığı dönemin toplumsal zihniyetiyle, yaşama biçimiyle, sosyal problemleriyle ilgilidir. Bu bakımdan metnin temasının sosyal hayatla, düşünce tarihiyle ve eserin yazıldığı dönemle ilişkisi vardır. Oğuz Kağan Destanı’nın temasını oluşturan “kahramanlık” ve “cihangirlik” ülküsü ile destanın oluştuğu dönem arasında ilişki kurduğumuz zaman, destan metni daha iyi anlaşılır.
Destan metninden hareketle büyük ülküleri olan bir toplumun esaret altında yaşamasının imkânsız olduğu, milletlerin büyüklüklerinin idealleriyle orantılı olduğu yorumu yapılarak temayı güncelleştirmek mümkündür.
Edebî metinlerde insana ait olan her şey konu edilebilir. Birkaç kişi arasında geçen olaylar konu edilebileceği gibi bir grubu veya toplumu ilgilendiren olaylar da konu edilebilir. Buna göre roman türü hayatla ilgili çok geniş bir tema varlığına sahiptir.
Romanda Anlatım Teknikleri
Anlatma Tekniği: Bu anlatım tekniğinde romandaki olayları okuyucuya bir anlatıcı aktarır, anlatıcı okuyucu ile eser arasına girer. Okuyucu hem olayı hem de kişileri anlatıcının gözünden tanır ve öğrenir. Merkezde anlatıcı vardır, okuyucu anlatıcı üzerine yoğunlaşır.
Gösterme (Sahneleme) Tekniği: Gösterme tekniğinde romandaki olaylar ve kişiler okuyucuya doğrudan sunulur, anlatıcı okuyucu ile eser arasına girmez. Okuyucu anlatıcıdan ziyade eser üzerine yoğunlaşır.
Özetleme Tekniği: Bu anlatım tekniğinde anlatıcı olayları ve kişileri özetler. Zamanda atlamalar (Olayın akışında çok da önemli olmayan zaman aralıklarının atlanması) söz konusu olabilir.
Roman Türünün Tarihsel Gelişimi
Bu başlık altında roman Dünya edebiyatı ve Türk edebiyatı açısından tarihi gelişimi ele alacağız.
Dünya Edebiyatında Roman
Roman Avrupa’da sözlü edebiyattaki destan türünün geçirdiği evrimleşmenin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Roman türünün ilk örneklerini 15. yüzyılda Fransız yazar Rabelais vermiştir.
Miguel de Cervantes’in “Don Kişot“u 16. yüzyılın sonlarına doğru yazılmıştır ve eser, roman türünün ilk başarılı örneği kabul edilir. 17. yüzyılda klasik akım içinde ortaya çıkan tek romancı ise Madame ye La Fayette’tir. Bu yüzyılda İngiltere’de Daniel Defoe “Robinson Crusoe”yu, Jonathan Swift “Güliver’in Gezileri”ni yazmıştır.
Bu türün yetkin örnekleri ise 19. yüzyılda verilmeye başlanmıştır. Roman, bir tür olarak karakteristik özelliklerini romantizm ve realizm akımları sayesinde 19. yüzyılda kazanmıştır.
20. yüzyıldaki sosyal ve teknolojik gelişmeler romana da yansımıştır. Bu dönem romancıları arasında Amerikan edebiyatından John Steinbeck, Ernest Hemingway; Alman edebiyatından Thomas Mann, Erich Maria Remargue; Fransız edebiyatından Andre Maurois, Jean Paul Sartre, Albert Camus sayılabilir.
Türk Edebiyatında Roman
Tanzimat’a kadar Türk toplumunda romanın yerini destanlar, efsaneler, mesneviler ve halk hikâyeleriyle masallar tutmuştur.
Türk edebiyatı bugünkü anlamda romanla Fransızcadan yapılan çeviriler sayesinde tanışmıştır. Türk edebiyatına roman Tanzimat’la girmiştir. Yusuf Kamil Paşa’nın Fransız edebiyatçı Fenelon’dan yaptığı “Telemague (Telemak)” adlı çeviri eser, ilk çeviri roman olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türk edebiyatında roman türünün ilk örnekleri Tanzimat Dönemi’nde verilmiştir. Şemsettin Sami’nin “Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat” adlı eseri ilk yerli roman kabul edilir. Edebi anlamda ilk roman örneklerinden biri kabul edilen “İntibah”ı Namık Kemal 1876’da yazmıştır. Halit Ziya Uşaklıgil “Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu” gibi eserleriyle yerli romana, teknik yönden Batılı bir nitelik kazandırmıştır.
ilk yerli roman: Taaşşuk-u Talat ve Fitnat – Şemsettin Sami
ilk çeviri roman: Telemak – Yusuf Kamil Paşa (Fenelon’dan)
ilk edebi roman: İntibah – Namık Kemal
ilk tarihi roman: Cezmi – Namık Kemal
ilk realist roman: Araba Sevdası – Recaizade Mahmut Ekrem
ilk roman: Mai ve Siyah – Halit Ziya Uşaklıgil
ilk psikolojik roman: Eylül – Mehmet Rauf
ilk köy romanı: Karabibik – Nabizade Nazım
» Önerilen: Anlatmaya Bağlı Metinler
» Önerilen Sanatsal Metinler
süpeeer