YKS 2024'e Evden Hazırlanın! 7/24 Online Eğitim

Hemen İncele
Türk Dili ve Edebiyatı

Fıkra (Köşe Yazısı) Nedir | Fıkranın Özellikleri

Fıkra (Köşe Yazısı) Nedir?

Gazete ve dergi gibi süreli yayınlarda, bir yazarın periyodik olarak genel bir başlık altında, günün sosyal ve siyasi olaylarını kendi bakış açısına ve düşünce yapısına göre değerlendirdiği kısa yorum yazılarına fıkra denir. Gazete ve dergilerin belli sütun ve köşelerinde yayımlandıkları için “köşe yazısı” olarak da adlandırılır.

Genellikle, günlük gazetelerin belirli köşelerinde yayımlanan fıkralarda ortaya konan sorunlar kısa, yalın ve akıcı bir üslupla anlatılır. Okuyucunun ilgisini sürekli olarak canlı tutabilmek için fıkra yazarlarının anlatımda tekrarlara düşmemesi, kapsamlı bir kavrayış gücüne, derin bir kültür zenginliğine ve geçmişle günlük olayları kaynaştırabilme ustalığına sahip olması gerekir. Konuların sunulmasında tarafsızlık esastır. Giriş, gelişme ve sonuç fıkrada da dikkate alınan bir özelliktir.

Edebiyatımızda bir de mizah ve hicvin ön planda olduğu fıkra türü vardır. Bu fıkralar ise sözlü ya da yazılı olarak anlatılan kısa hikayelerdir. Nüktedanlığın ön planda olduğu bu fıkraların edebiyatımızda en çok zikredilen ismi Nasrettin Hoca’dır. Nasrettin Hoca Fıkraları dışında Karadeniz ve Bektaşi fıkraları bu türün önemli ürünleridir.
 

Fıkranın Özellikleri

  • Genellikle güncel ve günübirlik konuları seçtiği için kısa ömürlü yazılardır. Fıkralarda ele alınan konu, toplum nazarında önemini kaybettiğinde fıkranın güncelliği de ortadan kalkar.
  • Bir fikri kabul ettirmekten çok yazarın yorumunu aktarmak amacını taşır. Dolayısıyla da fıkralar öznel yazılardır.
  • Fıkra yazarının amacı okuyucuya kendi düşüncelerini kabul ettirmek değil, okuyucunun olaylara ve düşüncelere bakış açısına yeni yaklaşımlar kazandırmaktır. Yani yazar okuyucuya “Ben böyle düşünüyorum.” demek ister.
  • Konunun ayrıntılarına girmez, Yalın bir dille yazılır.
  • Gazete ile birlikte ortaya çıkmıştır.
  • Yer yer düşündürücü sözlere yer verilir.
  • Yazarın zengin bir kültür ve bilgi birikimi olmalıdır.
  • Güncel konular işlediği için genelde kalıcılığı yoktur.
  • Fıkranın ilk örnekleri Tanzimat döneminde verilmiştir.
  • Anlatım oldukça akıcı, yalın, duru ve açıktır.
  • Genellikle açıklayıcı anlatımdan yararlanılır.
  • Dil göndergesel, heyecana bağlı ve alıcıyı harekete geçirme işlevinde kullanılır.

 

Fıkraların Konusu ve Amacı

Fıkraların Konusu: Yazarın ilgisini çeken hemen her konu fıkranın konusu olmakla beraber daha çok toplumu yakından ilgilendiren günlük olaylar fıkra konusu edilir. Konu derinlemesine ele alınmaz, ancak konunun can alıcı noktasına parmak basılır. Konu kısa ve topluca yani yüzeysel ama ustalıkla ele alınıp okuyucuların düşünmeleri sağlanır.

Fıkraların Amacı: Fıkralarda kesinlikten çok; güzel, hoş, dokunaklı bir sonuca varmak amacı güdülür. Fıkralarda körü körüne taraf tutmak hoş karşılanmaz. Fıkra yazarı, gerçeği olduğu gibi yansıtır. Fıkra yazarının taraf tutup tutmaması fıkranın en can alıcı noktasıdır. Fıkrada ele alınan konu hakkında bilgi vermek değil, o konu ile ilgili düşündürmek önemlidir. Bu nedenle fıkra okuyucuların belli konularda düşünmelerini sağlayan, tetikleyen bir ateşleyici rolündedir. Konunun böyle ele alınması fıkra yazısının kültür birikimi ile yakından ilgilidir.

Fıkralarda Dil ve Anlatım: Sade ve yalın bir dille yazılır. Fıkralarda, gereksiz sözlerden uzak durulur. Fıkranın inandırıcı, etkileyici bir anlatımı vardır. Fıkraların üslubundaki rahatlık onu makalenin ciddi ve ağırbaşlı üslubundan ayırır. Daha çok alaylı bir dille, bazen eleştiri, bazen sohbet havasında yazılır. Okuyucuyla sohbet ediyormuş gibi bir hava hakimdir bu yazılarda.
Fıkralar yazarının bakış açısı ve dünya görüşü doğrultusunda şekillenir. Bir kamuoyu oluşturmayı hedefleyen bu yazılar, okuyanlarda etki yaratır. Kanıt esası taşımamasından dolayı kısadır.

Fıkralarda Plan: Gazetenin belli bir köşesinde genel bir başlıkla yazılan fıkralarda mesele kısaca incelenir ve mutlaka bir sonuca varılır. Fıkralar, klasik yazı planına göre giriş, gelişme ve sonuç bölümleriyle yazılır. Ancak fıkralar kısa oldukları için bu bölümler makaleye göre daha az yer tutar. Gelişme bölümünde konu makaledeki gibi geniş işlenmez ve düşünceler ispatlama yoluna gidilmez. Sonuç bölümünde ise konuyu bir sonuca ya da kesin bir yargıya ulaşmaktan çok, dokunaklı bir sonla bitirmek esastır.
 

Fıkra Türleri

1. Gazete Fıkraları (Köşe Yazıları): Gazetelerde günübirlik yazılan ve güncel olayları işleyen fıkralardır. Bu fıkraların ömrü, ele aldıkları konunun ömrü kadardır.

2. Edebi Fıkralar: Yaşamla ilgili daha genel konular hakkında yazılmış fıkralardır. Bu fıkralarda anlatılanlar yıllar sonra bile güncelliğini ve geçerliliğini kaybetmez. Edebi fıkralar genellikle kitap ve dergilerde yayımlanır.
 

Fıkra Türünün Tarihi Gelişimi

Türk edebiyatında fıkra yazarlığı, Şinasi’nin 1860 yılında Agâh Efendi ile birlikte çıkardıkları “Tercüman-ı Ahval” gazetesindeki yazılarıyla başlamıştır. Dolayısıyla bu tür edebiyatımıza gazeteyle girmiştir. İlk zamanlar siyasi içerikli olan fıkra yazıları, zamanla farklı konularda (günlük sosyal konular, hak, hukuk, adalet vb.) yazılmaya başlanmıştır.

İlk eserlerden günümüze kadar fıkra türünde eser veren yazarlardan bazıları şunlardır: Namık Kemal, Ahmet Rasim, Ahmet Haşim, Falih Rıfkı Atay, Peyami Safa, Orhan Seyfi Orhon, Yusuf Ziya Ortaç, Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Kabaklı, Uğur Mumcu, Abdi İpekçi…

Türk edebiyatında fıkra türünde yazılmış bazı eserler:

  • Ahmet Rasim – Şehir Mektupları, Muharrir Bu Ya
  • Ahmet Haşim – Bize Göre, Gurabahane-i Laklakan
  • Refik Halit Karay – Guguklu Saat, Kirpinin Dedikleri
  • Ziya Osman Saba – Sarı Çizmeli Mehmet Ağa
  • Falih Rıfkı Atay – Eski Saat
  • Orhan Seyfi Orhon Kulaktan Kulağa

 

Fıkra ile Makale Arasındaki Farklar

Fıkra ile Makale arasında bazı farklar bulunmaktadır:

  • Makalede savunulan fikre inandırma çabası vardır.
  • Makalede fikrin, delillere dayandırılması, ispatı konusudur. Fıkra yazarı böyle bir zorunluluk taşımaz.
  • Makalenin anlatım anlatım tarzında ciddi bir üslup söz konusu iken, fıkrada anlatım rahat, devrik cümle kullanımı serbesttir. Gerektiğinde komik unsurlar taşıyabilir.
  • Makalede olaylar genel bir çerçevede değerlendirilirken, fıkrada kişisel bir yaklaşım bulunmaktadır.
  • Fıkrada yazar, okuyucuyla sohbet eden bir tarz takınır.

 

Fıkra Örnekleri

Zorunlu Eğitimde Açık Arttırma

Bu konu, dünya çapında bir açık arttırmaya dönmüş durumda. Avrupa 11’e çıkardı, biz ne duruyoruz? Şu ülke 13’e çıkardı bizim neyimiz eksik… Gidiyor da gidiyor. Çünkü zorunlu eğitim yılını ne kadar yükseltirseniz o kadar “medeni” olmuş oluyorsunuz bu dünyada. Olay medenilik ölçüsü haline getirilince de karşı çıkmak kimin haddine! Bu gidişle torunlarımız çocuklarını bezden kurtulur kurtulmaz okula kaydettiredecekler.

Oysa medenilik, her alanda zorunluluktan özgürlüğe geçil ile ölçülür, ölçülmelidir. Bir toplumda zorunluluk ne kadar azaldıysa, ne kadar çok alanda zorunlulukların yerini gönüllülük aldıysa o toplum o kadar medenidir.
Bu parçada yazar, gündemde olan bir konuyu köşe yazısına taşımış, konuyla ilgili kişisel değerlendirmelerine yer vermiştir. Bu köşe yazısı eğitim konusuyla ilgilidir. Yazar, anlattıklarını kanıtlamak amacı gütmemiştir. Yalın ve sade bir dille düşüncelerini anlatmıştır. Yazarın dili yapmacıklıktan uzaktır.

 
» Önerilen: Gazete Çevresinde Gelişen Metin Türleri
» Önerilen: Öğretici Metinler

İlgili Makaleler

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir