YKS 2024'e Evden Hazırlanın! 7/24 Online Eğitim

Hemen İncele
Felsefe

Siyaset Felsefesi TYT Felsefe Konu Anlatımı

Siyaset Felsefesi Konu Anlatımı

Bu yazımızda TYT Felsefe konularından siyaset felsefesi konu anlatımı yer almaktadır. Bu konunun ders notunu PDF olarak indirmek isterseniz yazının sonunda butona tıklayabilirsiniz.
 

Siyaset Felsefesinin Tanımı

İnsanların yönetimiyle ilgili iktidarı, iktidarın nasıl oluştuğunu, kaynağını, bireyle ilişkisini, varlığını, nasıl ve ne şekilde sürdürüldüğünü, mevcut yönetimden daha iyi bir yönetimin mümkün olup olmadığını, yönetim ile ilgili evrensel ölçütleri, genel kavramları sorgulayan felsefedir.
 
Siyaset Felsefesinin Konusu ve Amacı
Siyaset felsefesinin iki temel işlevi ve amacı vardır. Birincisi kavramsal, ikincisi normatiftir. Siyaset felsefesinin ilk amacı; toplum, devlet, yasa, düzen, hak, adalet, refah, özgürlük gibi siyaset felsefesinin alanına giren kavramları açıklamaktır. İkincisi ise; belli ilkeleri ve normları ortaya koymaya ve onları savunmaya çalışmaktadır. Örneğin, adaleti sağlamak için ne tür ilkeleri kabul etmeliyiz? gibi.
 
NOT: Siyaset felsefesinin temel problemi “ideal devlet” problemidir.

Siyaset Felsefesi;

  • Günlük siyasi olaylarla ilgilenmez.
  • Olanı değil, olması gerekeni ele alır.
  • Gelecekte toplumun nasıl idare edilmesi gerektiğini ortaya koyabilmek için toplumun dününü ve bugününü inceler.

 
Siyaset Felsefesinin Temel Konuları

  • Devletin kaynağı, doğası, amacı ve önemi
  • Devletin oluşumu ve sınıflandırılmasında etkili olan görüşlerin incelenmesi
  • Ütopyaların yapısı
  • Birey ile devlet, itaat ile özgürlük arasındaki ilişki
  • Adalet, eşitlik, özgürlük, hak, mülkiyet gibi kavramların açıklanması

 
Siyaset Felsefesinin Temel Kavramları

Siyaset: İdare etmek, işleri düzene koymaktır.
Siyasi Otorite (İktidar): Bir şeyi yapma veya yapmama hakkına sahip olmadır. Demokratik görüşe göre, siyasi otoritenin kaynağı halktır. Teokratik görüşe göre ise siyasi otoritenin kaynağı Tanrı’dır.
Politika: Devlet idaresi ile ilgili işlerdir.
Birey: Toplumun bölünmeyen en küçük parçasıdır. Diğer bir iradeyle toplumu oluşturan fertlerin her biridir.
Toplum: Tek başına varlığını devam ettiremeyen, ihtiyaçlarını tek başına karşılamayan bireylerin, temel ihtiyaçlarını karşılamak ve birbirlerini tamamlamak üzere meydana getirdikleri en büyük sosyal gruptur.
Sivil Toplum: Siyasi ve diğer güçlerin etkisinden kurtulmuş ve kendini yönlendirebilen toplumsal örgütlenmelerdir.
Devlet: Toplumda hakimiyeti elinde bulunduran ve her türlü güce sahip olan siyasi otoritedir.
Yönetim: Devleti belli ilke ve amaçlara göre idare etmedir.
Meşruiyet: Yapılan icraatların belirlenmiş kanunlara uygun olmasıdır.
Egemenlik: Belli bir toprak bütünlüğüne sahip toplumda yasama, yürütme ve yargının bağımsız olması ve belirlenmiş güçlerce serbestçe kullanılmasıdır.
Hak: Yasaların gerektirdiği siyasi, sosyal ve ifade özgürlüğü gibi durumlardır
Hukuk: Toplumsal ilişkileri düzenleyen ve yaptırım gücü olan kurallar bütünüdür.
Yasa: Emredici olan ve uyulması gerekli kurallardır.
Bürokrasi: Hiyerarşik bir biçimde görev yapan memurların oluşturduğu yapılanmadır.
Demokrasi: İktidarın halka dayandığı yönetim sistemidir.
Laiklik: Din ve devlet işlerinin ayrılığı, inanç hürriyetinin sağlanmasıdır.
 

Siyaset Felsefesinin Temel Soruları

 
İktidar, devlet kaynağını nereden alır?
Devletin kaynağı ile ilgili görüşlerin başında; korunma ihtiyacı, dini misyon ve toplumsal sözleşme gelir.
 
Korunma ihtiyacı: Siyasi iktidar, bireylerin tehlikelerden korunmalarını ve amaçlı gelişimlerini sağlamak için vardır.
İbni Haldun’a göre, iktidarın ve devletin ana kaynağı insanın korunma ihtiyacıdır. Platon ve Aristoteles tarafından da savunulan bu klasik yaklaşım, siyasi ve toplumsal yaşamın kaynağını insanın doğasında bulur. Buna göre, devlet insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak ve ahlaki bakımdan daha iyi olabilmeleri için vardır.
 
Dini misyon: İktidar kaynağını dinden alır. Eski Mısır, Babil, Ortaçağ teologları devletin Tanrı eseri olduğunu ve Tanrı’nın buyruklarına göre yönetilmesi gerektiğini savunmuşlardır. (St. Augustlnus.)
 
Toplumsal sözleşme: Ortak irade, insanların birlikte yaşa­ma isteği toplumsal sözleşmeyi doğurmuştur. İnsanlar tabiat halinden toplum haline geçmiş ve daha sonra siyasal sözleşme ile devlet düzenini kurmuşlardır. (T. Hobbes, J. Locke, J.J Rousseau.)
 
Meşrutiyetin ölçütü nedir?
Siyasi iktidarın, kendisini doğuran güç, öğe ya da düşünceye bağlı kaldığı takdirde meşru olduğu söylenebilir. Kaynağını insanların ihtiyaçlarından, dinden ya da toplumsal sözleşmeden alan iktidar, kendi meşrutiyetini temellendiren bir hukuk sistemi oluşturur. Buna göre, siyasi iktidarın her eylemi kendisinin oluşturduğu hukuk sistemine uygunluğu ölçüsünde meşru olmak durumundadır.
Meşruluğun kaynağı konusunda birçok görüş vardır. Bunlar;

  • “Devlet, Tanrının buyruklarını yeryüzünde hakim kılmak için vardır ve bunu yerine getirdiği ölçüde meşrudur.” görüşünü savunan dinsel yaklaşım
  • “Devlet, egemen sınıfların üretim araçlarını elinde bulun­durup halkı ezmesini önlemek için vardır ve meşruluğunun ölçüsü hizmet ettiği sınıfın çıkarlarını gözetmesi ile ölçülür.” diyen Marksist görüş
  • Aristotales ve Platon’a göre. “devlet, halkının ahlaklı ve erdemli yaşamasını sağlamak için vardır ve meşruluğunu bununla elde eder.”
  • Demokrasiye göre, “devlet, ortak iradenin temsilcisidir ve halkının özgürlüğüne ve yönetime katılmasına yaptığı katkı ile meşruluğunu elde eder.”

 
Egemenliğin kullanılış biçimleri nelerdir?
Egemenliğin üç tür kullanılış biçimi vardır. Bunlar;
 
a) Geleneksel Otorite
Bu otorite gelenek ve göreneklerin egemen olduğu, değişme ve gelişmenin çok yavaş gerçekleştiği toplumlarda ve kurumlarda görülür. Feodal toplumlarda ve ataerkil aile tipinde bu otorite geçerlidir. Bu türden toplum ve kurumlarda otoritenin kaynağı geleneklerdir. Yönetim babadan oğula geçer.
 
b) Karizmatik Otorite
Karizma: “lütuf, Tanrı vergisi” anlamına gelir. Karizmatik otorite, liderin sahip olduğuna inanılan olağanüstü niteliklerinden kaynaklanır. Çoğu zaman, bu niteliklerin o liderde var olup olmadığı araştırılmaz, var olduğuna inanılır. Burada iktidarın kaynağı doğrudan doğruya liderin özellikleri ve eylemleridir.
 
c) Hukuki ya da Demokratik Otorite
Bu otoritenin kaynağı yazılı kurallar yani hukuktur. Hukuk kuralları, yönetilenleri olduğu gibi yönetenleri de bağlar. Demokratik otoritede iktidarın kaynağını akıl ve hukuk oluşturur. Yöneticiler belli kurallara göre iktidara gelirler, belirli sınırlar içerisinde yetkilerini kullanırlar ve belirli kurallara göre iktidardan ayrılırlar.
 
Bireylerin Temel Hakları Nelerdir?
Çağdaş demokratik toplumlarda bireyler devletin yurttaşlarıdır. Böyle bir toplumda bireylerin yurttaşlık hakları vardır ve bu haklar yasal güvenceler altındadır. Bu hakların en başında, insanın yaşama hakkı gelir.
Adalet, eşit durumda olanlara eşit, farklı olanlara da farklı davranmayı gerektirir; yani herkese hak ettiğini vermektir. Bazı insanların diğerlerinden daha fazla servete sahip olmaları yanlış değildir. Ancak insanların daha büyük servete sahip olmaları daha fazla siyasi güç veya sosyal pozisyon elde etmelerine olanak tanıyorsa, işte bu adaletsizliktir. Bir diğer temel hak olan özgürlük, en yüce değerlerden birisi sayılmaktadır. Ancak özgürlük konusundaki görüş ayrılıkları hangi koşullarda özgürüz ve hangi durumlarda özgürlüğümüz kısıtlanmış olur noktasında öznel içerikli görüşler hep var olmuştur.
 
Bürokrasi Gerekil midir?
Bürokrasi devletin işleyişinde görevli memurlardan oluşan gruptur. Bu memurlar, bulundukları göreve belirli uzmanlıkları sebebi ile atama yolu ile gelirler. Devletin işleyişinin sürdürülebilmesi ve görevlerini yerine getirebilmesi için bu uzman kişilere ihtiyaç vardır.
Devletin yönetiminde ve alınan kararlarda sorumluluk siyasilerdedir. Ancak siyasiler halkın verdiği yetkiyle sınırlı süreyle devleti yönetirler. Oysa devlet süreklidir. Bu sebeple devlet içinde bu sürekliliği sağlayacak çalışanlara da ihtiyaç vardır. Bununla birlikte bürokrasinin devletin işleyişine engellediği eleştirileri de yapılmaktadır. Bürokrasi araç değil de amaç haline gelirse ve siyasi iradenin üstünde bir konuma yerleşirse bu devlet yönetiminde bazı sorunlara yol açabilir.
 

Siyaset Felsefesi Ders Notu (PDF)

TYT Felsefe Konuları

AYT Felsefe Grubu Konuları

İlgili Makaleler

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir