YKS 2024'e Evden Hazırlanın! 7/24 Online Eğitim

Hemen İncele
Edebiyat

Açıklayıcı Anlatım Nedir? Özellikleri ve Örnekleri

Açıklayıcı Anlatım Nedir?

Herhangi bir konuda bilgi vermek veya bir şey öğretmek amacıyla yapılan yazılı ya da sözlü anlatımdır. Derslerde öğretmenlerin en çok kullandığı yöntemdir. Nesnel bir anlatım izlenir. Açıklayıcı anlatımla yazılmış metinlerde dil, açık ve anlaşılırdır. Sanatlı söyleyişlere, mecazlara pek yer verilmez.

Açıklayıcı anlatımın kullanıldığı yerler;

Açıklayıcı anlatımda duruma göre; tanımlama, karşılaştırma örneklendirme, alıntı yapma, sayısal verilerden yararlanma vs. yöntemler de kullanılabilir.

 

Açıklayıcı Anlatımın Özellikleri

  • Dil, göndergesel işlevde kullanılır.
  • Açıklama, aydınlatma ve bilgi verme esas alınır.
  • Söz sanatlarına, sözcüklerin mecaz ve yan anlamlarına yer verilmez.
  • Verilen bilgiler örneklerle ve tanımlarla pekiştirilir.
  • Dil ve ifade sade, gösterişsiz ve pürüzsüzdür.
  • Düşünce ve duygular kısa ve nesnel ifadelerle dile getirilir.

 

Açıklayıcı Anlatım Örnekleri

Aşağıdaki parçalar açıklayıcı anlatıma örnektir.

Örnek-1
Tarihimizde iki tane Gül Baba vardır. Fatih devrinde yaşayan ve asıl adı Mehmet olan Gül Baba, Anadolu’ya Şirvan’dan gelmiş, Fatih’in yaptırdığı camide dersler okutmuş ve kendisine verilen Korucu köyünde bir tekke kurmuştur. Kanuni zamanında yaşayan ve asıl adı Cafer olan Gül Baba ise bir Bektaşi dervişidir. 1548’de Budin’de şehit olmuştur. Halk arasındaki ünüyle birinci Gül Baba’yı unutturan bu sevimli derviş sarığında daima bir
gül bulundururmuş.

Bu parçada biri Fatih döneminde, diğeri ise Kanuni döneminde yaşamış olan iki Gül Baba hakkında okuyucuya bilgi verilmektedir. Kısaca hayatlarından bahsedilmiş, mukayese edilmiş, tasvirler yapılmıştır. Görüldüğü üzere nesnel bir anlatımdan yararlanılmıştır.

Örnek-2
Halkın sözlü geleneğinde var olan türlerden biri olan halk hikayesi, nazım nezir kan şık söyleyen bir anlatı türüdür. Halk hikayelerinde mensur kısımlar taklitler ve jestlerle, manzum kısımlar ise saz çalarak söylenir. Bu hikayelerde, olağanüstü olaylara çok yer verilmiştir. Halk hikayesi, destan çağlan geçtikten sonra, eski destanların yerini tutmuştur.
Örnek-3
Birçok ünlü, başardannı inanıimaz zorluklardan geçerek elde etti. Müzik konusunda bir deha olan Beethoven’ın hocası bir gün ona “Sen asla müzisyen olamazsın.” demiş. Beethoven, Dünyanın hala. en iyi müzisyenlerinden biri. Edison’un ilkokuldaki öğretmeni ise onun için “O zihinsel engelli bir çocuk ve hiçbir işte başarılı olamaz.” demiş. Oysaki Edison elektrik ampulü başta olmak üzere insanlığın hayatını
kolaylaştıran icatları nedeniyle tarih boyunca unutulmayacak bilim insanları listesine adını yazdırmayı başardı.

Örnek-4
Fabrikalaşma nedeniyle üretim talebinin artması sanayileşmeyi tetiklemiştir. Sanayi Devrimi, Avrupa’da yeni buluşların ve buhar gücüyle çalışan makinelerin üretime uygulanmasıyla ortaya çıktı ve bu gelişmeler Avrupa’daki sermaye birikiminin artmasına yol açtı, Sermaye birikiminin artması kapitalizm denen sistemi yaratırken bir yandan da yeni buluşların ortaya çıkması ve bunların sanayiye uygulanmasının
hızlanmasına yardımcı oldu. Sanayi Devrimi’nin sonunda toplumsal sınıflar ortaya çıktı. Sermaye ve iş gücünün birbirinden ayrılması burjuvaların yapısal olarak değişmesine ve işçi kesimin doğmasına neden oldu.
Örnek-5
Öğrencilerin imtihan kağıtlarını okuyorum. Çoğunda bir yığın bilgi var, fakat konu ile ilgisi yok ve karmakarışık. Kompozisyon işte bunların zıddıdır. Çeşitli konu­larda düzensiz bir yığın bilgiye sahip olmak yeterli de­ğildir. Öğrenci herhangi bir konuda lüzumlu ile lüzum­suzu seçebilmeli, fikirlerini bir sıraya koymasını öğrenmelidir.
Örnek-6
Konferans, önceden belirlenmiş herhangi bir konuda belirli bir topluluğa yapılan konuşmadır. Konferansın konusu konuşmacıya bırakıldığı gibi konferans verdiren kişi veya topluluk ta­rafından da belirlenebilir. Eğer konu konuşmacıya bırakılmış ise o zaman konferansçı ken­disinin iyi bildiği ve hitap edeceği topluluğu bi­rinci derecede ilgilendiren bir konu seçmelidir. Orneğin toplumun ilgilendiği, aktüel olan çeşitli yurt ve dünya olayları konferans konusu olabilir.
Örnek-7
Seben’e bağlı köylerin hemen hepsinin kendi adlarını taşıyan birer küçük yaylası var: Dereci­ören, Kızık, Karacasu, Keskinli, Bozyer … Seben yayla evlerinin hepsi hiç çivi kullanılmadan, çam ağaçlarından, kenetleme ve birbirine geçme şeklinde inşa edilmiş. Evlerin yüksek merdiven­leri de ağaçtan oyularak yapılmış. Buradaki yaylaların en görkemli zamanı şenlik günleri. Bu günlerde Türkiye’nin dört bir yanından gelen­lerin sesleriyle çınlayan yaylalarda bir yandan da kayalarda pişirilen yemekler konuklara ikram ediliyor.
Örnek-8
İnsan, düşünen bir varlıktır. Sokrates, “Düşünmek, ruhun kendi kendisiyle konuşmasıdır.” der. İç konuşmalarımızla kendimizi motive edip güçlendirebileceğimiz gibi, zihnimizle çaresizliğin örümcek ağlarını da örebiliriz. Araştırmalara göre aklımızdan günde ortalama 60.000 ile 80.000 arasında düşünce geçmektedir. Başka bir araştırmada iç konuşmalarımızın %75’i kötümser, üzüntü verici, güçsüzleştirici olduğu bulunmuştur. Bunun anlamı, içimizden konuşuruz; ama bir derdimiz olduğunda.
Örnek-9
Bulut, havanın yüksek tabakalarında çeşitli yığınlar halinde toplanmış su buharıdır. Bunlar güneşin sıcaklığıyla havada yükselmeye başlar. Yükseldikçe daha soğuk hava tabakalarına rastlar. Böylece su buharı, su damlacıkları haline gelir. Bulutların havada durmasını düşme hızlarının az olması sağlar. Ağırlaşınca düşenler, sıcak hava ile karşılaşınca yeniden buharlaşıp yükselir.
Örnek-10
Eylülde Kaçkarların çevresinde “kestane karası fırtınası” gelip çatar. Kestanelerin dökülme zamanıdır artık. Yöre insanı için kestanenin hem meyvesi, hem de kerestesi çok değerlidir. Çünkü evlerin özellikle dış cephesi bu ağaçtan yapılır. Rüzgarlar vadilerde uğuldamaya, yapraklar dökmeye başlamıştır bugünlerde.
Örnek-11
Çağdaş eğitim, bireyi bilgi ile donatmaktan çok, ona kendi kendine bilgi edinme yollarını öğretmeyi amaçlar. Bireyde, sağlıklı düşünme, doğru anlama, toplum içinde türlü durumlara olumlu uyum sağlayabilme yeteneklerinin geliştirilmesini ister. Sağlıklı düşünme, öncelikle dilin işleyiş düzeninin kavranmasına bağlıdır. Bu sebeple kişinin eğitimi ile ana dili arasında doğrudan bir bağlantı vardır.
Örnek-12
Memduh Şevket Esendal öykülerini sade ve temiz bir Türkçe’yle yazmış.öykücülükte Çehov tarzını benimsemiştir.Onun öykülerini okuyanlar eserin içinde kendilerini.çevrelerini ve hayatta karşılaştıkları kişileri bulur gibi olurlar. Esendal,günlük hayatı iyimser bir hava içinde verir.Öykülerindeki olaylar son derece basittir.
Örnek-13
Hiperaktif çocuk, aşırı hareketli ve dikkati dağınık çocuktur. Ancak bunu normal ölçülerde hareketli ve afacan çocukla karıştırmamak gerekir. Çoğu anne-babanın bu iki durumu karıştırarak endişeye kapıldığı görülmektedir. Çocuklar genel olarak canlı, hareketli ve hayat doludurlar. Hep oynar, hareket eder, koşar ve zıplarlar. Devamlı bir şeyler yaparlar veya yapmak isterler. Yorulmak nedir bilmezler. Yani çocuğun hareketli olması aslında normaldir, sağlıklı geliştiğinin işaretidir. Özellikle kutu şeklinde apartman dairelerinde yaşayan, oyun sahası, park yeri ve bahçesi bulunmayan evlerde yetişen çocukların hareketleri daha belirgindir. Çünkü bütün enerjilerini evde harcarlar ve annesinin “dur”, “otur” “koşma”, “gürültü yapma” ikazlarıyla karşılaşırlar.
Örnek-14
Türkiye’de bulunan yüzlerce kelebek türünden biri osmanlıateşi. Bilim adamları bu türün, günümüzde yalnızca Muğla ve Antalya’da ender olarak görüldüğünü belirtiyor. Avrupa’da dağılımı Güney Balkanlar ve Türkiye ile sınırlı olan bu kelebek türünün kanat rengi, güneş ışığının vurduğu açıya göre parlak portakal turuncusu, ve koyu ateş kırmızısı arasında değişiyor. Bundan kırk elli yıl öncesine kadar. Marmara, Ege ve Akdeniz kıyılarında, özellikle küçük bataklıklarda ve sulak alanlarda yaşamını sürdürüyordu. Ancak yaşam alanını kaybetmeden osmanlıateşi artık dar bir çevrede yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir